“Bence Zemheri bir kadın hikâyesidir!” diyen Melih Özhan Dinçel ile 69. Cannes Film Festivali’nde Short Film Corner’da gösterim hakkı kazanan filmi Zemheri üzerine konuştuk.
Bize biraz kendinden ve film yapma sürecinden bahseder misin?
2007 yılında Balıkesir Üniversitesi Fizik Öğretmenliği eğitimi aldım, bu dönem zarfında Balıkesir’de yaşadım. Film yapmaya başlamam orada tanıştığım Sinema Amatörleri Derneği sayesinde oldu. İlk etapta daha kalifiye bir izleyici olarak girdiğim dernek bünyesinde, kendimi film çekmeye başlamış olarak buldum. Kurduğumuz güzel ekiple bir yandan kısa filmler çekerken, diğer yandan da şehrin tek sinema günlerini gerçekleştirmeye başladık ve bu oluşumu festival düzeyine taşımış olduk. Dernek bünyesinde aldığım eğitimler ve atölyeler sayesinde, bugün İstanbul’da profesyonel reklam ve sinema piyasasında kendime yer edindim. Girdiğim bu piyasa dışında kendi projelerimi hayata geçirmeye çalışıyorum. Öyle ki geçen sene başvurduğum uzun metraj sinema filmi projem Sinema Genel Müdürlüğünden senaryo geliştirme desteği almıştır. Şu sıralar bu projemin üzerinde çalışmaktayım.
Zemheri’nin fikri hikâyesi nasıl çıktı ortaya?
Zemheri’nin hikâyesi geçen senelerde Ankara’ya bir kamu spotu için gittiğim sıralarda gassal bir kadınla tanışmamla başladı. Yaptığımız yolculuk boyunca başından geçen ilginç hikâyeleri dinledim. Bu hikâyeler uzun zamandır kafamda yer etmişti ve sonunda filmimde yarattığım gibi bir gassal kadın hikâyesi ortaya çıkmış oldu.
Ekip nasıl oluştu? Bütçe, oyuncular?
Teknik ekibimi oluştururken şanslı olduğumu düşünüyorum, çünkü profesyonel camiada kurmuş olduğum iyi ilişkiler sayesinde arkadaşlarım gönüllü çalışmayı kabul ettiler. Gönüllü çalışmalarının en büyük nedeni de arkadaşlık ilişkilerim dışında, güvenmiş oldukları bir senaryom oluşuydu. Bu sayede düşük bir bütçeyle profesyonel bir ekip kurmuş oldum. Aslında bütçedeki en büyük pay mekânın oldu; filme daha iyi hizmet edecek bir başka yer (müstakil ev) bulamadığımdan, içime en çok sinen o mekân konusunda ısrarcı oldum. Naçizane tavsiyem kısa filmcilerin mekân ve oyuncu konusunda hassas davranmaları ve bir filmi film yapan senaryo-mekân-oyuncu bağlamlarını iyi bir şekilde matematize etmeleridir.
Neden Zemheri filmin adı?
Ölüm, yapısı gereği soğuk bir olgu olduğundan bu durum filmin tüm karakteristik yapısını belirlemiştir. Filmdeki karakterler, karı-koca ilişkisi, kadının mesleği, filmin rengi tüm bunlar soğuk’tur. Bu duygu durumunu vermek için aslında kış mevsimini ifade eden Zemheri kelimesini kullanmak istedim. Ayrıca çok sevdiğim şair Ahmed Arif’in dizelerinde yer alan bir kelimedir. Ahmed Arif Zemheri kelimesini sadece fiziksel bir soğuğu tanımlamak için değil duygular için de kullanır. Bu anlamda filmdeki duyguların ve ölümün soğuğunu vurgulamak için ZEMHERİ kelimesini uygun gördüm.
Filminizi bir kadın filmi olarak nitelendirir misiniz? Neden?
Evet, bence Zemheri bir kadın hikâyesidir; filmi yazmaya başladığım ilk günden kurgu hali bitene kadar bunun aksi hiçbir düşünce aklıma bile gelmemişti. Fakat filmin galasından sonra aldığım bir kaç geri bildirimde, karı-koca ilişkisinde aslında kocayı merkeze alan bir film olduğu yorumları, bu kadar net konuşmaktan ve düşünmekten vazgeçirtti beni.
Filmin yaratım sürecini bitirip izleyicilerle buluşturduktan sonra bu film sadece benim olmaktan çıktığı gibi, yapılan yorumlar filmim hakkındaki düşüncelerimi de etkileyebiliyor.
Filme ilişkin ne tür geri bildirimler alıyorsunuz?
Filmin bir kısa metrajdan ziyade, orta hatta uzun metraj bir sinema filmi hissi uyandırdığını çokça duyduk. Çoğu geri dönüşte filmin devamı gelecekmiş hissine kapıldıklarını söylediler. Genelde filmin sonu hakkında çok olumlu eleştiriler aldım.
Gösterildiği ve/veya yarıştığı festivallerden bahseder misin biraz?
Film uzun bir post aşamasından sonra yakın bir zaman önce tamamlandı. Filmin tamamlanmasıyla önüme kalabalık bir festival listesi koyduk. İyi bir planlamayla filmi festivallere yollamaya yakın zaman önce başladım. Daha henüz başvuru yaptığım festivallerin çok azı açıklandı. Yakın zamanda yurt içi ve yurt dışı festivallerden olumlu dönüşler bekliyorum. Açıklanan festivallerden,
- Ankara Uluslararası Film Festivali’nde finalist,
- Cannes Film Festivali’nde Short Film Corner’da gösterim hakkı kazandık.
Cannes Short Film Corner bölümüne başvurma ve seçilme süreci nasıl
oldu?
Cannes Film Festivali’nde bilindiği üzere ana kısa metraj film yarışması ve bu bölümde yarışan sayılı filmler vardır. Fakat gönderilecek filmin 15 dk. sınırlaması var ve ben bu yüzden Zemheri’yi ana bölüme yollayamadım. Short Corner ise birçok ülkeden, hatta bir ülkeden 10’dan fazla filme imkân sunup, birçok filmin aynı anda bir katalog halinde toplanması ve film pazarına sunulmasıdır. Filmlerin gösterileceği bu platformda yüzlerce yapımcı, kanal vs. ulaşılabilinecek; film beğenildiği takdirde satın alına bilinecek, yönetmenin diğer projelerini görüp-okumak istenebileceği, en önemlisi projelerinize ortak ülke yapımcılar bulmak konusunda imkân sağlanabilinecek. Bu önemli imkanların global-evrensel “sinema” yapmak için çok değerli olduğunu düşünüyorum.
Röportaj: Nergiz Karadaş