Yücel Çakmaklı Kabri Başında Anıldı

Yapımcı, yönetmen ve senarist Yücel Çakmaklı, vefatının 11. yılında Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı.

Yapımcı, yönetmen ve senarist Yücel Çakmaklı, vefatının 11. yılında Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı. Ailesi, sevenleri ve arkadaşlarının katılımıyla düzenlenen anma programında Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Usta yönetmenin oğlu Bahadır Çakmaklı, anma programının düzenlenmesine vesile olanlara teşekkür ederek, “Böyle anma günlerinde bir araya geliyoruz. Genelde üstümüze düşeni yapmaya çalışıyoruz. Dualarımızda ona yer veriyoruz. Bu vesileyle hep beraber olup dua ediyoruz. Mekânı cennet olsun.” dedi.

Çok Önemli İşler Yaptı

Yönetmen Nazif Tunç, Çakmaklı’yı “ardından hayırla anılmasına sebep olacak büyük işler bırakmış önemli bir şahsiyet” şeklinde tanımladı. Çakmaklı’nın mümine yakışır bir tevazu içinde olduğunu vurgulayan Tunç, “İmkan bekleyen değil, imkanları kendi olanaklarıyla var etmeye çalışan tertemiz bir Müslüman’dı. Anadolu’nun binlerce yıldan bu yana kendisine miras bırakılmış olan irfanından ve tevhit ruhundan vazgeçmeden sinemada çok önemli işler yapmıştır.” ifadesini kullandı. Tunç, tecrübeli yönetmenin bugünün sinemasına da örnek olan eserleri perdeye taşıdığını ifade ederek, şunları söyledi:

“Allah’ın rızasına uygun, emrettiği istikamette işler yapana, Allah da alemi ve dünyayı hizmetçi kılar. Hiçbir şeyi yokken Türk sinemasının en büyük bütçeli filmlerini çeken biri oldu. Bu Allah’ın rızasına ve milletin beklediğine, hasretine uygun filmler yapmasındandır. Hiçbir şekilde diğer sinemacılar gibi vesayetçi, dışarıdan birtakım etkiler altında kalan, ödüller ve festivaller peşinde koşan bir insan olmadı.”

Kimsenin Aleyhine Konuşmazdı

Yönetmen ve yapımcı Mesut Uçakan, tanıştıkları yaklaşık 30 yıl boyunca çeşitli vesilelerle bir araya geldiklerini belirterek, “Sıkıştığımızda hep ona danıştık. Sürekli görüşmek, bir şeyler yapmak isterdi. 50 küsur yılını sinemaya verdi ve Türk sinema tarihinin hemen hemen en büyük bütçeli filmlerini gerçekleştirme başarısı gösterdi.” diye konuştu. Yüksek bütçeli filmler çekmek için insan ilişkilerini de mükemmel derecede iyi tutmak gerektiğini ifade eden Uçakan, şunları kaydetti:

“Gençlik heyecanı içerisinde her şeyi eleştiren, başkaldıran tavırlar da gösterdik, kendisini bile eleştirdik. Bütün bunlara rağmen hiç bize olumsuz mimik ya da diyalog olarak dönüşü olmadı. Bilakis yine sahip çıkar ‘Çocuklar haklısınız.’ derdi. Hiç kimsenin aleyhine konuşmazdı. Sürekli düşünen, hareket eden bir eylem adamıydı.”

Kimse Cesaret Edememişti

Tiyatro ve sinema oyuncusu Ulvi Alacakaptan, Yücel Çakmaklı’nın hiçbir yönetmene benzemediğini, çok kibar ve naif bir insan olduğunu dile getirdi. “Kuruluş” filminin çekimleri esnasında yaşanan zorluklara değinen ve sette yaşadıkları bir hatırayı anlatan Alacakaptan, “Sadece atları 60 kamyon taşıyordu, kimsenin cesaret edemediği bir yapımdı.” şeklinde konuştu.

İnandığı Dünyanın Hikayelerini Anlattı

Sinema yazarı Suat Köçer, Çakmaklı’nın Yeşilçam kodlarıyla filmler çektiğini ancak diğer yandan da kendi dilini oluşturma çabası güttüğünü söyledi. Manevi arayışların da Çakmalı’nın sinemasında önemli yer tuttuğunu ifade eden Köçer, şunları kaydetti:

“Yücel ağabey kendi inancını, davasını ve fikirlerini yine o ortamın el verdiği ölçüde yaşamış ve bunun davasını gütmüş bir sinemacı. Bu yönüyle bence çok değerli. Bir taraftan filmlerinde Yeşilçam’ın biçimsel standartlarını güçlü şekilde yansıtırken diğer taraftan ‘Birleşen Yollar’, ‘Çok Sesli Bir Ölüm’ ve ‘Minyeli Abdullah’ gibi uyarlamalarla inandığı, düşlediği ve özlediği bir dünyanın da hikayelerini anlatmaya çalıştı. Televizyon alanında da cesaret gerektiren büyük ölçekli projelerin altından başarıyla kalktı. Tecrübe ve idealizmiyle yeni kuşak sinemacılara örnek olduğuna inanıyorum. Rahmet olsun.”

Önemli Eserleri Beyaz Perdeye Aktardı

Yazar Recep Seyhan, Türk edebiyatındaki önemli eserlerin sinemaya aktarılmasının Yücel Çakmaklı ile başladığını söyledi. Çakmaklı’nın edebiyatın çınar eserlerini beyaz perdeye aktardığını dile getiren Seyhan, “Sinemanın nasıl çınarları varsa edebiyatın da çınar eserleri vardır. Köklü çınar eserler sinemaya uyarlanmamıştı.” diye konuştu. Seyhan, “Yücel Çakmaklı, farklı bir göz ve yepyeni bir bakış açısıyla, bizim özlediğimiz, milletin bakış açısıyla millete ait bir sinema gözüyle ilk defa bunları sinemaya kazandırdı.” değerlendirmesini yaptı.

Sinema yazarı İhsan Kabil, Çakmaklı adına milli sinema günleri düzenlenmesinin, film festivallerinin etkinliklerinde ve kısa film yarışmalarında çalışmalar yapılmasının planlandığını fakat henüz bunları hayata geçirilemediğini aktardı. “Birleşen Yollar”, “Minyeli Abdullah”, “Diriliş”, “Kızım Ayşe” adlı unutulmayan filmleriyle ve “Kuruluş”, “Küçük Ağa” ve “IV. Murat”ın da arasında bulunduğu ses getiren dizilerle hatırlanan ünlü yönetmenin yad edildiği programa Tiyatro Gilima Genel Sanat Yönetmeni Ahmet Şahin, kurgu yönetmeni Necdet Tok’un da arasında bulunduğu sinema dünyasından isimler de katıldı. (AA)

Ağustos 2010’da yayın hayatına başlayan aylık sinema dergisi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir