Devam filmlerinin en büyük talihsizliği, bağımsız bir film olarak değerlendirilememesi ve bir önceki filmi kriter kabul eden izleyicinin en ufak bir falsoda kolaylıkla mahkum edilebilmesidir. İlk filmi bir çıta olarak kabul eden yönetmenler için bu talihsizliği aşacak yöntemler her zaman mevcut. Lakin sadece ülkemizde değil, tüm dünyada devam filmlerinin gölgede kalma akıbeti sıklıkla yaşanan bir durum. Yılmaz Erdoğan’ın 2005 yapımı “Organize İşler” filmi gerek gündelik hayatımıza girmeyi başaran replikleri gerekse de BKM’nin güçlü kadrosu ile uzun yıllar boyunca hafızalardaki yerini korudu. Karakter tasarımına Yılmaz Erdoğan’ın hünerli ellerinin değdiği filmin yıllar sonra gelen devamında yukarıda söz edilen önyargılara karşı alınan önlemler had safhada tutulmuş. Her filmin doğasında var olan “ticari kaygı” kavramının, mizahın önüne geçemediği “Organize İşler 2: Sazan Sarmalı” adlı filmde Asım Noyan eski günlerdeki gibi kendi yöntemleri ile hayatını kazanmaya devam eder. Bir gün kızı Nazlı ile sevgilisinin dolandırıldığını öğrenir ve kendi çetesi ile üç kağıtçılara karşı savaş başlatır.
Baştan sona yüksek tempo ile devam eden filmin sürükleyici isimleri kendilerini hemen belli ediyor. Bunlardan ilki Yılmaz Erdoğan’ın hayat verdiği Asım Noyan, diğeri ise Kıvanç Tatlıtuğ’un oynadığı Sarı Saruhan. Kadronun hayli kalabalık olması, geneli için rol dağılımındaki yoğunluğu ister istemez azaltmış. Haliyle ana omurgayı şekillendiren isimlerin, fazlaca karakterin yer aldığı filmde ön plana çıkmaları normal bir durum. Asım Noyan, arasının bozuk olduğu kızının tüm ısrarlarına ve tehditlerine rağmen içinde bulunduğu hayat şeklinden taviz vermiyor. Dışarıdan hoş görünüp içeriden sinsice iş bitirecek bir karaktere dönüşme korkusu ya da her ne kadar yolu yol olmasa da yaşamının her saniyesinde beliren sempatik ruhun törpüleneceği endişesi, bu değişimin önüne set çekmiş olabilir. Lakin sahteliğe bürünmektense kendi olmayı tercih etmesinden ötürü ödediği ve ödeyeceği bedeller her an çıkıyor karşısına.
Mizah yüklü diyalogların sıklıkla ve etkin şekilde yer aldığı filmde konunun kendisinden ziyade izleyicinin zihninde her an var olan aksiyon fırtınası dakikaların hızla akmasını sağlıyor. Bununla birlikte karikatürize ortamın rengi yoğunlaştıkça, duygusal ambians aynı oranda etkisizleşiyor. Bir BKM filmi olunca gözler belli başlı isimleri hemen arıyor. Lakin hayatın doğal akışı, alışkanlıklarımızı ve beklentilerimizi kesintisiz bir şekilde sürdürme arzumuza bir noktada perde çekebiliyor. Yine de ilk filmde var olmayan yeni yüzler ayrı birer renk katarak bu devam filminde var olmayan/olamayan isimlerin eksikliklerini aratmıyorlar. İstanbul’un yetmiş iki millete kucak açan uyku nedir bilmez ruhu içerisinde çevrilen organize işlerin yani başka bir şekilde ifade edilirse pis işlerin insanları içerisinde çaresizlik de var, yıkılan hayaller de, dibi boylamış ömürler de. Yine de umudu yüksek tutan ve kaybetmeye niyeti olmayan bir film var izleyicinin karşısında.
İlk filmle kıyas edenler için tatminsiz, bağımsız bir film olarak değerlendirenler için ise mizah dozajı yüksek bir film olan Organize İşler 2: Sazan Sarmalı, Yılmaz Erdoğan’ın kendine has üslubunu fazlasıyla hissettiriyor. Elbette ki bir müddet nostaljik duygular esecek olsa da ilerleyen anlarda izleyicinin filme karşı konsantrasyonu artıyor. Devamı gelir mi, gelmez mi bilinmez. Lakin işi tadında bırakmanın faydalı olacağı malum.