Sinemaseverlerin Artist filmiyle tanıdığı Oscar’lı yönetmen Michel Hazanavicius, kariyerinin belki de en ilginç filmiyle sevenlerinin karşısına çıkıyor.
Televizyon dizileri ve kısa filmleriyle de tanınan Hazanavicius, geçtiğimi yıl Cannes Film Festivali’nde En İyi Film dalında yarışan The Search/Arayış isimli son filminde 1999’da yaşanan 2. Çeçen Savaşı’nı etraflı biçimde ele alıyor.
Kamerasını son drece objektif ve insani bir noktaya konumlandıran yönetmen, bir yandan savaşın trajik yüzünü tüm çıplaklığıyla ortaya koyarken, öte yandan Rus askerlerinin içinde bulunduğu psikolojiyi de aynı duyarlılıkla tartışmaya açıyor. Rusya’nın eski lideri Boris Yeltsin ve halefi Putin’e sert göndermelerde bulunan yönetmen, yaşananlara sessiz kalan Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’ni de ağır bir dille eleştiriyor.
Başrollerini Abdul Khalim Mamatsuiev, Berenice Bejo, Maxim Emelianov ve Zukhra Duishvili’nin paylaştığı Arayış, ailesi Rus askerleri tarafından öldürülen küçük yaşlardaki Hadji adlı Çeçen çocuğun dramına odaklanıyor. Kundaktaki kardeşini alarak askerlerden kaçan Hadji, bir yandan hayatta kalmaya öte yandan da ablası Raissa’yı bulmaya çalışır. Avrupa Birliği Heyet Başkanı Carol’un sahiplendiği Hadji, kendisini arayan ablasının yaşadıklarından habersiz, hayata tutunmaya çalışır. Filmin diğer bir önemli karakteri olan Kolia, Rus askeri olarak alındığı orduda adım adım bir katile dönüşüyordur.
Kamerasını vicdandan yana kullanan yönetmen, Rusların işgal ettiği Çeçen topraklarında yaşanan şiddet ve trajediyi objektif bir dille aktarıyor. Üç paralel olayı aynı ana eksen üzerinden anlatan yönetmen, iki kardeşin umutlu arayışını savaşın pençesindeki dram üzerinden anlatarak, meselesini evrensel bir umuda yolculuk hikâyesine dönüştürüyor. Bomba ve ateş altındaki kadın ve çocukların yaşadıklarını dokunaklı ayrıntılarla perdeye taşıyan film, her şeye rağmen direnen Çeçenlerin hayata, ülkelerine ve inançlarına bağlılıklarını yalın bir dille anlatıyor.
Arayış, teknik yönleriyle kusursuza yakın bir yapım. Özellikle usta işi kurgusuyla dikkat çeken film, her biri özenle kotarılmış üç ayrı hikâyeyi, etkileyici dokunuşlarla birbirine bağlıyor. Şiddet, dram ve siyasi mesajlarını büyük bir olgunlukla işleyen Arayış, anlatımında abartı, ajitasyona izin vermiyor. Yaşananları aktarırken mizaha da başvuran film, Çeçenlerin yaşadıklarına getirdiği esprili yaklaşımları da kara mizahın özgün birer örneği olarak sunmayı başarıyor. Film, usta işi aksiyonu ve savaş ortamını doğal bir biçimde yansıtan sahneleriyle gerçek bir savaş filmi tanımını fazlasıyla hak ediyor.
Savaş ortamının çocuk ve gençler üzerindeki etkilerini oldukça derinlikli bir bakışla ele alan Arayış’ın başrol oyuncusu Abdul Khalim Mamatsuiev, yıldızlara taş çıkaran performansıyla dikkat çekiyor. Ablası rolündeki, Zukhra Duishvili’nin içtenlikli oyunculuğuyla öne çıktığı filmin diğer bir genç oyuncusu Maxim Emelianov ise deyim yerindeyse döktürüyor. Askerlik psikolojisini çok başarılı biçimde yansıtan genç oyuncu, Rusya cephesinde şiddet sarmalı içindeki acemi askerlikten bir katile dönüşümün evrelerini, etkileyici bir performansla beyazperdeye seyirciye yansıtıyor.