The Flash: DC’nin Yeni Umudu mu?

DC ile Marvel ezeli rekabet içerisinde olan firmalar. Marvel Iron Man ile giriş yaptığı ve çok planlı olarak kurguladığı evreniyle DC’nin fersah fersah önünde. Bunu DC fanları bile çoğunlukla kabul ediyor. DC’nin planlamasında sıkıntı olduğu karakterleri bize tanıtmadan Justice League gibi bir filmle karşımıza çıkmasından belli. Filmin başına gelmeyen kalmamıştı. Bir talihsizlik de söz konusu diyebiliriz. Bu filmin sonrasında solo filmlere giriş yaptılar ve son olarak The Flash vizyona girdi.

Bu filmin de başına gelmeyen kalmadı diyebiliriz. Tabii çok çeşitli nedenleri var. Başrol Ezra Miller’ın çalkantılı hayatı ve yaptıklarının dozajını gün geçtikçe artırması stüdyoyu köşeye sıkıştırmıştı. Bir başka sorun da yönetmen olarak projenin kime emanet edileceğiydi. En son Mama ve It düosunun Arjantinli yönetmeni Andy Muschietti direksiyona oturdu. Mama da It filmleri de belirli bir kaliteye sahip filmlerdi ancak janr olarak süper kahramana hayli uzak yapımlardı. Bu durum şahsen bende bir tereddüt oluşturmuştu. Projenin önemli sac ayaklarından biri başrol Miller’ın ise Flash rolüne yakıştığını düşünüyorum. DC Animated Series’in bu denli kaliteli projeleri varken içlerinden Justice League The Flashpoint Paradox’u anmamak olmaz. Flash denince akla ilk gelen işlerden biri olacaktır. Bu film de yapı olarak bu animasyonu andırıyor. Eksilerini ve artılarını elbette açıklayacağım ancak çıkış noktası olarak doğru bir nokta seçilmiş.

Filmimiz Barry’nin aile trajedisini merkeze alıyor ve bu noktadan hikayeyi katmanlandırıyor. Son yıllarda her elimizi attığımızda çarptığımız paralel evrenler meselesi yine bizi bulsa da bu konunun iyi işlendiğini düşünüyorum. Belirli bir mantık temeline oturtulmuş ve hikaye temelden patlamıyor. Barry Allen’in Flash’a dönüşmesi de kısaca işlenmiş. Bu filmi bir orijin hikayesi yapmaz elbette. Batman’in, Spider-Man’in orijin filmlerini incelediğimizde farkı net olarak görüyoruz. Film Flash’in ailesini kurtarmak için zaman döngüsünü kırması ve bunun katastrofik sonuçlarına eğiliyor. Bu hikayenin çok özgün bir tarafı olmadığı aşikar ancak başrol Flash olunca inanılmaz bir yenilik beklemek de haksızlık olur. Hızıyla nam salmış bir karakter sonuçta.

Film sürprizli yapısı ve karakterleriyle epey renkli bir yapım. Geçmişten bugüne hayatımızdan geçmiş pek çok karakter görüyoruz ve bir nostalji trenine biniyoruz. Yapılmış en iyi süper kahraman filmlerinden olan 1989 yapımı Burton’in Batman filmi benim için özel bir yere sahiptir. Sinemada izlediğim ilk film olması nedeniyle yeri ayrıdır. Burton’ın o dönem için hayli üst segment bir iş çıkardığını düşünüyorum. Burada aslan payı Jack Nicholson’da olsa da Michael Keaton’ın çok iyi bir Batman olduğunu düşünenlerdenim. Bu filmde karşıma çıktığında çok mutlu oldum ve epey uzun bir rolü var. Tövbekar bir süper kahraman klişesine yine düşüyor ancak tövbesini bozduktan sonra sahalara bomba gibi dönüyor. Spider-Man No Way Home’da Tobey Maguire’ı gördüğümde de aynı duygulara gark olmuştum. Tutan formülü iyi bir şekilde uygulamışlar. Benim için sorun yok. Yeni bir karakter de Kara Zor-El yani Super Girl. Meşhur Superman’imizin kuzeni. Bu karakterin de iyi işlendiğini düşünüyorum. Bu karakterler için olumlu konuşurken filmin sağlam bir villain yani kötü adam eksikliğini konuşmazsak olmaz. Harika bir aktör olan Michael Shannon’ın hayat verdiği General Zod iyi olsa da her DC filminde karşımıza çıkmaya başladı. Bu kadar kalabalık bir kadronun olduğu ekibimiz karşısında bir kötü daha görmeyi bekledim ancak göremedim. Evrenin ilk filmi Man Of Steel’den beri Zod’u görüyoruz ve bu durum beni biraz sıkmaya başladı. Bu konuya eğilmeliler zira bana itiraz edecek “Peki ya Thanos?” diyecek dostlara da Thanos ile Zod arasında dünyalar kadar fark olduğunu belirtmek isterim. En kısa ifadeyle Thanos’un harika işlenmiş bir motivasyonu olan sağlam bir kötü olduğunu söyleyeyim. Zod’u ne kadar tanıyoruz? Superman’den nefret eden biri olması dışında pek değil. Filmle ilgili bir başka sorun görsel efektleri. Bazı yerlerdeki cgilar gerçekten çok patlak ve şaşırtıyor ancak filmin dövüldüğü kadar kötü cgilara sahip olduğunu düşünmüyorum. Yine de daha özenli bir çalışma yapılabilirmiş. Bu konuda eleştirilebilir.

Barry ile Bruce Wayne arasındaki baba – oğul ilişkisi filmin en büyük artılarından. Babasının eksikliğini bir nevi Bruce ile gideren yalnız bir çocuk aslında Barry. Annesinin kaybını da kendine mal etmiş. Motivasyon olarak bunları kullanıyor ancak sorunlu bir birey. Seçtiği mesleği bile aile travması üzerinden şekillendiriyor. Buralarda Miller’ın klas oyunculuğu inandırıcılığı artırıyor. Zaman döngüsünden kaynaklı oluşan diğer Flash’la da arasında net bir kontrast var. Ben Ezra Miller’dan razıyım. Paralel evren üzerine tespitler de hayli keyifli ve salonda gülüşmelere neden oldu. Back To The Future’dan, Footloose’a bir çok filme selam çakmışlar. Filmin çözüm kısmının da başarılı olduğunu düşünüyorum. Domates püresinin farklı bir rafta olması aslında bize önden önemli bir ipucu veriyor. Finalde karizmanin başkentini görmeyi de sevdim.

Genel olarak toparlarsak ben filmi epey sevdim. Sinefillere güzel referanslar veren, oldukça eğlenceli ancak Thor Ragnarok gibi cıvık olmayan, iyi aksiyon sekansları içeren, nostaljik yapısıyla Flash klas bir seyirlik. DC’nin en iyi işlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Cgi’a biraz daha özen gösterilse ve kötü karakter üzerine biraz eğilinse film sınıf atlayabilirmiş. Vizyon takviminin sağlam olduğu bugünlerde çetin rakipleri var. Süper kahraman filmi sevip sevmemenize göre vizyonda değerlendirebilirsiniz.

Keyifli seyirler.

PAYLAŞ

1984 yılında Karşıyaka’da doğdu. İktisat mezunu. 1989 yılında Tim Burton’ın Batman’ini 5 yaşında sinemada izledikten sonra sinemanın büyüsüne kapıldı ve o günden beri sinema aşığı. Her janrı sevmesine rağmen korku janrına gönülden bağlı. Geniş Plan adında sinema üzerine bir YouTube kanalı var ve fırsat yaratarak düzenli video çekmeye çalışıyor. Sinema sevgisini ve bildiklerini video dışında yazılar ile de okuyucularla buluşturmak istiyor. Ters Ninja sitesinde de yazmaya başladı. Düzenli olarak vizyonu ve dijital platformları takip ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir