Koray Sevindi’nin Türkiye’deki sinema eğitimini tiye aldığı sahte belgesel türündeki Neden Sinema? filmi post-prodüksiyon sürecini tamamladı. Filmin İlk gösterimi Bilim ve Sanat Vakfı’nda gerçekleştirildi, daha sonra 19 Kasım’da Fidan Sanat Vakfı’nda sinema öğrencileriyle buluştu. Senaryosu Koray Sevindi, Hasan Aktaş ve Seyit Mehmet Yıldız’a ait olan, yönetmeliğini Koray Sevindi’nin üstlendiği film, sinema atölyesi mülakatına giren öğrencilerin atölye sürecinde yaşadıkları acemilikleri ve sinemayla tanışma serüvenlerini mizahi bir anlatıyla yansıtıyor.
”Zor bir türde zor bir film yaptık. Özellikle sinemanın içindeki dostlar çok eğlenecektir” diyen Sevindi, sinema yolculuklarına şahit olduğumuz öğrenciler üzerinden izleyicilere birçok kişinin bu yoldan geçtiğini anlatarak, bu serüvende farkındalıkları artırmak istediklerini ifade etti.
Bu işin okulunu okumuş ya da okumamış birçok sinemacının birgün mutlaka söylediği, söylerken de inandığı ‘Yönetmen olmak istiyorum’ gayesinin ardından gelen sinema yapma serüveninin bilinmezliklerini ve acemiliklerini anlatan film, bu sektöre gönül vermiş birçok öğrencinin gittiği film akademi ve sinema atölyelerinde karşılaştıkları belirsiz zorlukları bize sunuyor. Sinemanın kendisi ve film yapmanın incelikleriyle tanışmış, tanışmakta olan herkesin başına gelen sorgulamaları, kendini sinemada bulma, öğrenme ve öğrendikleriyle başa çıkma evrelerini tüm gerçekliğiyle yansıtıyor.
Sinema atölyesi mülakatlarında mutlaka karşımıza çıkan, bu işe dahil olmuş, sinemayı öğrenme yolundaki herkesin bir araya geldiğinde bir şekilde birbirlerine yönelttiği o yegâne soru, Neden Sinema? Üzerine makaleler, kitaplar yazılmış, söyleşiler yapılmış bu sorunun her sinemacının nazarında ayrı bir yanıtı var elbet. Nihayetinde cevap ne olursa olsun, biz sinemayı kendi evrenimizde nasıl tanımlarsak tanımlayalım, bu net bir şekilde ifade edilemeyecek, doğrusu olmayan bir şey. Her koşul ve ortamda değişebilen, gelişebilen bu yanıt, belirsizliği ve biçimsizliği ile içimizdeki sinemayı diri tutan bir öze sahip.
Birgün sinema sevdasının içine düşüp film çekme kararı aldıktan sonra bu meselenin sırlarını öğrenebilmek adına atölye atölye gezmiş bir sinema öğrencisi olarak, “Neden Sinema?” kendi özelimde beni bana yansıtan gerçekçi bir yapım. Bu sektörde ilerlemeye çalışan birçok sinemacının da bu yoldan geçtiğini varsayarsak, bu film bize bu süreçte yalnız olmadığımızı, yolculuğu düşe kalka paylaştığımız sinemacıların varlığını ve aynı klişelerden geçtiğimizi hatırlatıyor.
“Alay etmek, taklit etmek” olan mock ile belgesel anlamındaki documentary kelimelerinin birleşiminden oluşan bu tür, kurgusal olayları dokümante ederek, kurmaca ve gerçeğin iç içe geçtiği bir anlatı sunar. Problemli görüleni eleştirme amacıyla da kullanılan mokümanter filmler eleştirdikleri durumları kurmaca filmler ya da belgesel filmleri gibi doğrudan öğretici bir tavırla seyirciye aktarmaktan ziyade; seyircinin bu durumu deneyimlemesini sağlar.
Teknik ve içerik olarak belgesel türünden ayırt edilmesi kolay olmayan mokümentar filmlerde; dış ses kullanımından röportajlara, kurmaca belgeseli gerçekçi kılabilmek adına arşiv görüntülerine rastlanılabilir. Seyircinin oluşturulan gerçekliğe inanması mockumentary filmin başarısıyla doğru orantılıdır.
Sevindi, filmin mokümanter türde olmasını, yaşanılan bu süreci gerçeğine yakın bir üslupla yansıtma amacıyla yaptığını dile getiriyor. Kral, savaşçı, büyücü ve âşık olarak belgeseldeki ana karakterleri dört arketip üzerinden oluşturduklarını söyleyen Sevindi, karakter isimlerini de arketiplerin baş harfleriyle seçtiklerini ifade ediyor.
Filmdeki karakterlerin mülakatları ve sinema atölyesi kayıtlarından oluşan arşiv görüntüleriyle, güncel röportaj çekimlerinin arasında 5 yıl olduğunu söyleyen yönetmen, filmin post-prodüksiyonunun 2 yıl sürdüğünü söylüyor. Yakın bir tarihte filmin festival sürecinin başlayacağını dile getiren Sevindi Türkiye’deki sinema eğitimine içeriden bir eleştiri olarak tanımladığı filmini, sinema bölümlerinde gösterilmesini amaçlıyor.