Film Arası Dergisi’ne konuşan ünlü komedyen Cem Yılmaz, seyirciye saygı duyduğunuancak ‘seni biz var ettik’ anlayışının yalan olduğunu söyledi. Seyirciyle dürüst bir ilişki kurduğunu belirten Yılmaz, ‘Ali Baba ve 7 Cüceler’ isimli son filmine dair çarpıcı yorumlarda bulundu.
Film Arası Dergisi Kasım sayısında ülke sinemamızda komedinin yıllar içinde değişen algısını kapsamlı bir dosyayla mercek altına aldı. “Gülecek Ne Var?” başlıklı dosyaya konuşan önemli isimler, konuyla ilgili düşüncelerini okurlarla paylaştı. Dosya kapsamında Gökşen Aydemir’in sorularını yanıtlayan ünlü komedyen Cem Yılmaz, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Son filmi Ali Baba ve Yedi Cüceler ile bir kez daha seyirci karşısına çıkan Cem Yılmaz, seyirciyle kurduğu özel ilişkiye dikkat çektiği röportajda şunları söyledi:
SENİ BİZ VAR ETTİK YALANINA GÖNLÜM RAZI DEĞİL
“Seyircinin üstünlüğüne inanırım ama bu illüzyona kaptırıp seyircinin rolünü abartmasını engellemek lazım. Seyirci bu iletişimde pasif taraf değil midir? O halde sahnede, perdede aktif bir şey olmasını beklemeliyiz. Ben seyircimi çok severim, saygım sonsuzdur ama bütünüyle ‘Seni biz var ettik’ yalanıyla kafasını meşgul etmesine gönlüm razı gelmediğinden daha dürüst, hakkaniyetli bir ilişki tesis ettim başından beri.”
KAHRAMAN ARAMAK BOŞUNA
“Ben bir abartının alayını yapıyorum. Bana gülerken düşünen değil önceden düşünüp gelmiş adam lazım diyorum. Hatta hali hazırda düşünen, düşünmekten vazgeçmeyen birini aradığımı söylüyorum. Yalnızca komedyen tahriki ile düşünen bir seyirci arzulayanların sözüdür o, güldürürken düşündürmek. Kahraman arayan bir toplumun uydurduğu roller bunlar. Boştur.”
Röportajın tamamı Film Arası Dergisi’nin Kasım sayısında..
Komedi konulu kapak dosya kapsamında Tuncer Çetinkaya ‘Yeni Komedi Üzerine Tezler’, Fırat Sayıcı ‘Türk Sinemasında Arzu Film Ekolü ve Önemi’, Dilek Karataş ‘Her Devrin Anarşisti-Kemal Sunal’, Gökşen Aydemir ‘Tek Muhalefet-Türk Sinemasından Politik Komedi Geleneği’ ve Murat Ata ‘Starların Peşi Sıra Sürüklediği Komedimiz’ başlıklı makaleleri ile konuya derinlik kazandıran katkılar sundular.
SİNEMANIN ACI KAYIPLARI FİLM ARASI’NDA
Ekim ayı içerisinde hayatını kaybeden Türk ve dünya sinemasının usta isimleri, gerilerinde bıraktıkları değerli külliyat üzerine yazılmış makalelerle anıyoruz. Sinemamızın en değerli yönetmen ve yapımcılarından Memduh Ün’ün sinemasını Teksin Begeç, ülkemizin yetiştirdiği en önemli mizah sanatçılarından Levent Kırca’nın bu toprakların mizahındaki yerini Murat Ata, dünya sinemasının yetiştirdiği en devrimci yönetmenlerden Chantal Akerman’ın en önemli filmi Jeanne Dielman ekseninde yapılan analizini ise Selin Süar tarafından kaleme alınan yazılardan okuyabilirsiniz. 11 Kasım 2005 tarihinde hayatını kaybeden, dünya sinemasının en özel ve mücadeleye hayatını adayan değerlerinden Mustafa Akkad’ı Güven Adıgüzel’in incelikli ve şiirsel yazısıyla anıyoruz.
SİZİ HUZURSUZ ETMEYE GELİYORUM!
Makale bölümünde bu ay Batuhan Kalaycı’nın ‘Devrim Öncesi ve Sonrası İran Sinemasında Yaşanan Değişim’ ve Özgür Özer’in ‘Sinema ve Çizgi Film İlişkisi’ adlı yazıları yer alıyor. Dergi yazarlarından Ali Can Sekmeç “Yeşilçam’da Taka Hayati Vardı” yazısıyla önemli oyuncu Hayati Hamzaoğlu’nun sinema hayatının satır aralarında okuyucuyu dolaştırırken; Rıza Oylum ise “Sizi Huzursuz Etmeye Geliyorum” adlı makalesiyle Michael Haneke sinemasını inceliyor.
GÜNDEMDE ZEKİ DEMİRKUBUZ VAR
Murat Ata tarafından hazırlanan Gündem Yorum sayfalarında ise önemli Alman yönetmen Christian Petzold’un Goethe Institut İstanbul’da düzenlenen söyleşi notları ve Ekim ayında vizyona giren Zeki Demirkubuz’un Bulantı filminin basın gösterimi sonrası sinema eleştirmenlerinin yaptığı farklı uçlardaki yorumlar üzerinden son dönem sinema eleştirmenliği masaya yatırılıyor.
KASIM’DA FİLM BAŞKADIR
Film Arası’nın Kasım sayısı vizyon bölümünde üç filmin kritiği yer alıyor. İlk gösterimini yaptığı yurt dışı festivallerde aldığı ödüllerle adını duyuran, Fransa’nın Oscar aday adayı olarak seçtiği ve ülkemizde vizyona girdikten sonra kimi tartışmaları da beraberinde getiren Mustang filmini Zehra Ayçiçek yazdı. İlk filmi Tepenin Ardı ile önemli bir çıkış yapan Emin Alper’in Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyeri yapan ve festivalde Jüri Özel Ödülü ile Arca Cinema Giovani Ödülü kazanan Abluka filmini Talha Ulukır kaleme aldı. Filmekimi kapsamında gösterimi yapılan ve özel bir gençlik filmi olduğu yönünde övgüler alan Me and Earl and the Dying Girl filminin kritiği ise Ahmet Deydin’in kaleminden okunabilir.