Müstakbel Damat, İlker Ayrık’ın ikinci yönetmenlik denemesi. 2015 yapımı Yapışık Kardeşler filminden sonra Müstakbel Damat ile yine yönetmen koltuğuna oturuyor. Ne derece başarılı olmuş onunla başlayalım. Müstakbel Damat, Hollywood filmlerinde sıkça rastladığımız kayınpeder – damat çekişmesi üzerine yapısını kuruyor. Elinde Erdal Özyağcılar gibi çok önemli bir koz var. Bunun yanında İlker Ayrık sunduğu yarışma programları yanında komedi filmlerindeki performanslarıyla da sevilen, sempatik bir ekran yüzü. Bir de gelin olarak Hande Soral güzelliği ve yüksek enerjisi ile elinden geleni yapıyor. Bunların hepsi olumlu çabalar olsa da filmin başarılı olduğunu söylemek hayli güç. Ayrık, oyuncu yönetimi olarak fena bir iş çıkarmasa da filmin rejisi başarısız. Film vizyondan ziyade tv filmine daha yakın olmuş. Sıkıntılarını biraz açalım.
Öncelikle senaryo çok bilindik. Hollywood komedi filmlerine aşina olanların mutlaka hatırlayacağı De Niro’nun başrolünde olduğu Meet the Parents, filmimizin iskeleti desem yanlış olmaz. Bazı espriler bire bir aynı. Bunun dışında Ashton Kutcher’ın başrolünde yer aldığı Guess Who filminden de çokça esinlenilmiş. Geçmişte daha iyisini izlediğimiz esprilerin tekrarını izlemek maalesef keyif vermiyor. Bunun haricinde filmin düştüğü hatalardan biri sakar komedisini haddinden fazla kullanması. Bu tarz espriler başlarda tebessüm ettirse de sıkça tekrara düşmesi esprilerin gücünü bir yerden sonra düşürüyor ve güldürmüyor. Bir başka problem, dış mekanda geçen kazada bütçesizlikten kaynaklı olarak mizanseni izleyiciye göstermemesi ve bu etkili olabilecek sahnenin boşa harcanması. Film çok uzun bir süresi olmamasına rağmen bir yerden sonra yan hikaye diye çırpınıyor ancak filme bu yan hikaye nedense eklenmemiş. Biz da her yeni gün acaba ne sakarlık olacak ve baba nasıl kızacak diye beklemeye başlıyoruz ve bu durum filmden kopmamıza neden oluyor. Kıbrıs’ta geçen filmimizde Kıbrıs şivesi konusu da ayrı bir sorun. Defalarca Kıbrıs’a gitmiş ve oranın halkının konuşmasını bilen biri olarak; mükemmel bir oyuncu olduğunu düşündüğüm Özyağcılar’ın şivesini beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Keşke şive üzerine biraz daha çalışılsaymış.
Olumsuz fazlaca madde sıraladığımın farkındayım. Filmde hiç övülecek bir unsur yok mu diye sorarsanız elbette var. Film Türk komedi sektörünün saplandığı ve seyircinin buna paye verdiği küfür ve seviyesizlikle güldürmeye çalışmıyor. Filmin dili temiz, esprileri seviyeli. Ailenizle sinemada izlenebilecek düzeyde olduğunu söyleyebilirim. Filmde Kıbrıs’ın geçmiş yapısı üzerinden anlatılan hikayeyi ilk başta biraz ucuz bir milliyetçilik çabası olarak görsem de bunu sonradan senaryoya yedirme biçimlerini olumlu buldum. Film, belirttiğim Hollywood filmlerine öykünse de Fenerbahçe – Galatasaray rekabetini çok iyi işlemeyi başarmış. Havuz başındaki maç izleme sekansı filmin en iyi esprisine sahip ve bu madeni mükemmel işlemeyi başarmışlar.
Sonuç olarak aile boyu komedi iddiasının altını yer yer dolduran, İlker Ayrık veya Erdal Özyağcılar hayranıysanız keyif alacağınız, ortalamanın biraz altı bir komedi filmi Müstakbel Damat. Vizyonun hareketlenmeye başladığı bugünlerde sinemada mutlaka şans verin diyeceğim bir yapım değil. Olumlu bir çaba olduğu aşikar ancak eksikleri pozitif yönlerini maalesef gölgelemiş. Yine de beyazperdede çok sık karşılaşamadığımız Özyağcılar gibi büyük bir ustayı sinemada izlemek büyük keyif. Darısı Şener Şen’in başına diyelim.
