Beykoz Kundura’nın tarihi atmosferinde yer alan Kundura Sinema, Cannes Film Festivali ve Venedik Bienali kapsamında restore edilen klasiklerden oluşan özel seçkisi ve izleyiciler tarafından beğeniyle takip edilen Hollywood Klasikleri Özel Gösterim programıyla yeni sezona “Merhaba” diyor. Kundura Sinema’nın 16. İstanbul Bienali’ne paralel ücretsiz olarak gerçekleştireceği “Hakikatten Uzaklaştıkça” özel gösterimleri devam ederken, yeni sezonda ekim ayı boyunca pazar günleri restore klasikler sinemaseverlerle buluşacak.
Geçtiğimiz sene kapılarını açan Kundura Sinema, tematik film seçkileri, özel gösterimler, çocuk atölyeleri ve söyleşi programları ile film endüstrisinin önde gelen isimlerini sinemaseverler ile buluşturmaya yeni sezonda da devam ediyor. Kazan Dairesi Projesi kapsamında Kundura Sinema ve yakında programını duyuracak olan Kundura Sahne ile izleyicilerin karşısına çıkan Beykoz Kundura, sadece filmlerin ve hikâyelerin üretildiği bir yer olmanın ötesine geçerek İstanbul’un alternatif sanatsal buluşma noktası olmayı hedefliyor.
Hollywood Klasikleri Yeni Sezonda da Kundura Sinema’da
Özel ikramlar eşliğinde film izleme keyfi sunan, tüm sinemaseverlerin merakla beklediği Hollywood Klasikleri Özel Gösterimi’nin ilki, 25 Ekim Cuma akşamı Kundura Sinema’da gerçekleşecek.
Tennessee Williams’ın en az kendisi kadar efsane olmuş Pulitzer ödüllü oyunundan beyazperdeye uyarlanan 1958 yapımı Cat On A Hot Tin Roof/Kızgın Damdaki Kedi Kundura Sinema’nın restore klasikler seçkisi kapsamında izleyiciyle buluşacak. Eşsiz güzelliği ve etkili performansıyla hafızalarımıza kazınan Elizabeth Taylor’un başrolünü üstlendiği, Richard Brooks’un yönetmenliğini yaptığı film, alkolik eski futbolcu olan Brick’in karısı Maggie’yi başından salışı ve kanserden ölmek üzere olan babası Big Daddy ile buluşmasını konu alıyor.
Peter Fonda, Dennis Hopper ve Oscar ödüllü Jack Nicholson’ın başrollerini üstlendiği ve Time Magazine tarafından “dönemin en önemli on filminden biri” olarak gösterilen Easy Rider, 60’lı yılların karşı kültürünü tüm çıplaklığı ve gerçekliğiyle gözler önüne seriyor. “Amerikan Rüyası” peşinde koşan ikiliye alkolik bir avukatın katılmasıyla başlayan ve üçlünün California’dan New Orleans’a doğru yolculuğunu konu alan film dönemin Amerika Birleşik Devletleri’ne dair önemli referanslar veriyor. 1969’da ilk çıktığında yönetmen Dennis Hopper’a Cannes Film Festivali’nde “En İyi İlk Film” ödülünü kazandıran film, aradan geçen 50 yılın ardından bu sene 72. Cannes Film Festivali’nde tekrar gösterildi.
Altın Palmiye ödüllü Macar yönetmen István Gaál’in başyapıtlarından Sodrásban, 76. Uluslararası Venedik Film Festivali “Venedik Klasikleri” kapsamında restore edildi. Şimdi de Kundura Sinema aracılığıyla İstanbul’da izleyiciyle buluşacak olan Sodrásban, altı erkek ve iki kadından oluşan genç bir arkadaş grubunun sıcak bir yaz günü derin bir ırmak kenarında yer alan kumsalda buluşması etrafında gelişiyor. Film aynı zamanda Macar Yeni Dalga Sineması temsilcilerinden biri olarak seçkideki yerini alıyor.
76. Uluslararası Venedik Film Festivali kapsamında restore edilen bir diğer film, usta isim Martin Scorsese’nin yönetmen koltuğunda oturduğu New York New York. Film, Japonya’nın 2. Dünya Savaşı sırasında teslim oluşunun kutlandığı V-J Day sırasında tanışan genç bir şarkıcı ve kendini beğenmiş bir saksafoncunun çalkantılı aşkını konu alıyor. Başrollerini Robert De Niro, Liza Minnelli ve Lionel Stander’ın paylaştığı bu müzikal yolculuk, izleyiciye unutulmaz bir deneyim vadediyor.