Love 360 Aşk Festivali kapsamında Şubat ayı boyunca düzenlenecek kültür sanat etkinlikleri kapsamında 11 Şubat’ta Pera Palace Hotel Jumeirah’ta festivalin onur konuğu Sean Hepburn Ferrer ile sinema yapımcısı Elif Dağdeviren, “Sinemada Rol Model Olarak Kadın” söyleşisini gerçekleştirdi.
4-29 Şubat 2016 tarihleri arasında “Aşık Dünya” konseptiyle 8’incisi düzenlenen Love 360 Aşk Festivali, aşkın tüm açılımlarını kültür, sanat ve yaşam üzerinden yorumlayarak İstanbul’un farklı kültür sanat mekanlarında zengin bir kültür sanat şöleni sunuyor. Etkinlikler kapsamında 11 Şubat’ta festivalin sponsorlarından Pera Palace Hotel Jumeirah‘ta Audrey Hepburn ve Mel Ferrer’in oğlu, film yapımcısı ve sanatçı Sean Hepburn Ferrer, sinema yapımcısı Elif Dağdeviren‘le birlikte “Sinemada Rol Model Olarak Kadın” söyleşisine katıldı.
Kadınlar sinemada ve medyada çoğalmalı
Söyleşide sinemada ve medyada erkek bakışın, erkek aklının egemen olduğunu ifade eden Elif Dağdeviren, kadının toplumdaki konumu doğrultusunda beyaz perdede ve medyada kadının rol modeli olarak doğru konumlanmasını gerektiğini, bunu için kamera önünde ve kamera arkasında kadınların çok daha fazla yer alması gerektiğini belirtti. Erkekleri değil erkek aklını eleştirdiğini ifade eden Dağdeviren, popüler kültür açısından sinemanın büyük imkanlar sunduğunu, toplumda olumlu değişimlerin gerçekleşmesi ve daha iyi bir dünyanın kurulması için kadınların profesyonel olarak sinema ve medyada daha aktif yer almaları ve rol model olarak kadını doğru konumlamaları gerektiğinin altını çizdi. Dağdeviren, kadınların popüler kültür alanlarında çoğalmalarıyla toplumun alt ve üst beynine doğru mesajların iletilebileceğine inandığını kaydetti.
Avrupa ülkeleri yapımı fimler analiz edildiğinde kadının toplumsal rolünde ciddi anlam kaymaları, yanlışlıklar ve tutarsızlıklar görüldüğünü belirten Dağdeviren, Avrupa filmlerinde bile kadına yüklenen toplumsal roller gereği bir erkeği bağlı olmadan filmde beş dakikanın bile geçmediğinin, söz konusu filmlerin sadece yüzde üçünde kadının rol model olarak doğru konumlandığını kaydetti. Günümüzde dünyada ve özellikle bölgemizde yaşanan tüm olumsuzlukların kaynağında erkek aklının bulunduğunu ifade eden Dağdeviren, medyada, sinemada ve yönetimde kadınların çoğalmasıyla birlikte zihniyetlerin de değişeceğine inandığını, nitekim kadınların aktif olarak yer aldıkları alanlarda olumlu yönde gelişmelerin yaşandığına tanık olduğunu belirtti. Söyleşiye katılan Sean Hepburn‘ün annesi Audrey Hepburn hakkında kaleme aldığı kapsamlı biyografi kitabında güçlü ve özgür bir kadının neler yapabildiğini kitabı okuyan herkesin gördüğünü ifade eden Dağdeviren, Türkiye ve dünyada Audrey Hepburn gibi örneklerin çoğalmasıyla daha iyi bir dünya kurma yolunda toplumların önünün açılacağını vurguladı.
Kadınlar özgürleşmeli
Kadınların konumunun ABD’de de bir zamanlar farklı olmadığını ifade eden Sean Hepburn Ferrer, ancak Audrey Hepburn’ün yaşamında da beyaz perdede de özgür ve bağımsız kadını canlandırdığını ve Amerika için her bakımdan olumlu bir rol model olarak tarihe geçtiğini belirtti. Günümüzde kadının toplumsal rolüne bakıldığında kadının özgürleşmesinden sıkça söz edildiğini söyleyen Ferrer, ancak Audrey Hepburn’ün bunu 1950’li yıllarda gerçekleştirdiğini belirtti.
Sinemada ve hayatta öne çıkan kadınların rol model olarak diğer kadınlar üzerinde büyük etkisi olduğunu kaydeden Ferrer, toplumun ve insanlığın yarısını oluşturan kadınların kadınlara has sevgisinin dünyayı kökten değiştirecek güce sahip olduğunu belirtti. Kadınları sadece iyi anne, iyi eş olarak konumlamanın geçmişte kaldığını ifade eden Ferrer, kadınların toplumdaki rollerinin yükselmesiyle sinemada da son derece farklı bakışların ve rol modellerinin ortaya koyulduğunu, Türkiye’de Elif Dağdeviren gibi kadınların bunu başardığını belirtti. Kadınların sahip olduğu kadınlara has sevginin sinemaya ve hayata yansımasının toplumsal yaşamı geliştirdiğini söyleyen Ferrer, Türkiye’de tanıştığı kadınlarda bu gücü gördüğünü kaydetti.
Sinema hayatın içinden gelmeli
Sinemanın büyük şeyler de küçük şeyler de söyleyebileceğini, ancak ne söylerse söylesin sinema olması için hayata dokunan bir şeyleri dile getirmesi gerektiğini belirten Ferrer, Pera Palace Hotel’den yola çıkılacak olursa, bu otelin tarihi, muhteşem dekoru, ağırladığı ünlü isimleri vb. sinema filmi yapmak için, bu otelin içinde yaşanan hayatların farklı katmanlarını yansıtan olguları ele almadan bunu yapmanın gerçek anlamda sinema yapmak olmadığını ifade etti. Sinemanın mutlaka hayatla güçlü bir bağ kuran, insanları alıp götüren ve hayatın farklı yüzleriyle, çelişkileriyle buluşturan bakış açılarını yansıtması gerektiğini söyleyen Ferrer, Türk sinemasında ve dünyanın her yerinde bu yaklaşımla yapılan filmlerin gerçek sinema olduğunu vurguladı.
İstanbul’a hayatında ilk kez geldiğini ve çok kültürlü, çok katmanlı büyük bir kentle karşılaştığını söyleyen Ferrer, bu şehirde dostluk ve nezaketle ağırlanmaktan mutluluk duyduğunu, güçlü bir kadına benzeyen bu kentin dinamizminden çok etkilendiğini belirtti. Ferrer, İstanbul hakkında sinema projeleri olduğunu, bu konuda Türk yapımcılarla görüşmeler yaptığını da sözlerine ekledi.
Istanbul Concept
İstanbul gibi eşsiz hikayelere sahip olmak hedefiyle özgün çalışmaları hayata geçirmek ve her boyutta evrenselliği yakalamak hedefiyle faaliyet gösteren İstanbul Concept, portföyünde pek çok yerli ve yabancı sanatçı ve tasarımcıya yer vermektedir. İstanbul Concept, kültürü yaymaya ve zenginleştirmeye yönelik etkinliklerinde yerel öğeleri kullanarak, özellikle kimlik sahibi, topraklarımıza ait ancak evrensel hitap gücü olan teknik ve yetenekleri desteklemekte, bu bağlamda etkinliklerinin her noktasında trendler ve teknolojik gelişmelerle buluşmaktadır. İstanbul Concept’in hizmetleri arasında Marka Yönetimi ve Kurumsal Kimlik Geliştirme, İtibar Yönetimi: Proje Geliştirme ve Yürütme, Tasarım Yönetimi, Pazarlama Danışmanlığı, kültür sanat projeleri kapsamında ise sanat ve tasarım çalışmaları, eğitimler, seminerler ve etkinlik yönetimi bulunmaktadır. İstanbul Concept, 360 Dereceden Aşk Festivali’nin ortağıdır.
Think Free
Serbest düşüncenin gücüne inanan bir takımın neticesi Think Free. A’dan Z’ye her aşamasında farklılık ve tasarımın detaylarda yarattığı farka inanarak kurumsal etkinlikler gerçekleştiren Think Free, 7 yıldır faaliyet gösteriyor. Yurt içinde ve yurt dışında her türlü etkinlik ve seyahat hizmeti sunabilen Think Free, aynı zamanda Türsab A sınıfı belgesine sahip. Kurumsal Etkinlikler, Etkinlikle Pazarlama, Seyahat Hizmetleri, Kongre Hizmetleri, Doğrudan Pazarlama ve teknik destek hizmeleri verdiği servislerin ana başlığıdır. Bugüne kadar 1000 den fazla etkinliğe imza atan Think Free, 360 Dereceden Aşk Festivali ortağıdır.