15-17 Haziran tarihleri arasında ilki gerçekleştirilen Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması Sultanbeyli Belediyesi tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sinema Genel Müdürlüğü destekleriyle gerçekleşti.
Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin ile yarışmanın ortaya çıkış sürecini, geleceğini konuştuğumuz röportajımız yayındadır.
Keyifli okumalar…
Bu yıl 15-17 Haziran 2021 tarihlerinde ilki gerçekleştirilen Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması’nı gerçekleştirme fikri nasıl ortaya çıktı?
- Göreve geldiğimiz 2009 yılından bu yana kültür ve sanata özel olarak değer veren bir belediyeyiz. Bu anlamda hem kendimizi ve kentimizi geliştirirken hem de asırlardan bu yana günümüze taşınan kültür bakiyemize naçizane katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Kültür ve sanat etkinliklerimizi gerçekleştirirken sadece ulusal çapta değil, uluslararası çapta düşünüyor, yerlilikle evrenselliği harmanlamaya özen gösteriyoruz. Örneğin, Sultanbeyli’nin markası haline gelen şiir festivalimiz sekiz yıldır devam ediyor, ulusal ve uluslararası şiir dünyasında önemli aktörleri ilçemizde her sene ağırlıyoruz. Pandemiyle birlikte malumunuz dijitalleşme hayatımızda önemli bir yer tuttu. Vatandaşlarımız karantina zamanı evlerinde çeşitli platformlarda dizi ve film seyrederek bu süreci değerlendirmeye çalıştı. Açıkçası Yeşilçam gibi bir birikimi olan ülkemizin sinema alanında son yıllarda büyük atılımlar yaptığını ve iyi eserler ürettiğini düşünüyorum. Sinema dünyada önümüzdeki yıllarda da daha da gelişeceğe benziyor. Bizim de amacımız belediye olarak hem sinema sektörüne yeni isimler kazandırmak hem de çekilen filmlerle kültür dünyamıza değer katmayı amaçlamaktı. Dolayısıyla fikir böyle gelişti.
İlk senesinde yarışmaya ulusal kategoride 534, uluslararası kategoride 110 başvuru oldu, gösterilen ilgiden memnun musunuz?
- Sizin de bahsettiğiniz gibi rekor bir katılım oldu. Gösterilen ilgiden çok memnun oldum, inşallah gelecek yıllarda yarışmamızın sürmesi durumunda daha fazla başvurunun olacağına inanıyorum. Ülkemizde ve dünyada çok yetenekli gençlerimizin olduğunu ve onların böyle organizasyonları takip ederek kendilerini göstermek adına hevesli olduklarını da görmüş olduk. Bizim de amacımız yeteneği olan herkese böyle bir alan açmaktı. Demek ki sinema sektörüne daha fazla eğilmemiz gerekiyor, aynı zamanda bu rekor başvuru sayısı gösteriyor ki çok büyük cevherlerimiz var.
Kazananların dışında finale kalan filmlere gösterim telifi verildi. Gösterim telifiyle sektöre yapmak istediğiniz katkılar nelerdir?
- Dünyada pandeminin getirmiş olduğu sağlık krizinden en az yeme-içme sektörü kadar kültür ve sanat sektörü de ciddi anlamda etkilendi. Dizi ve filmler çekilmedi, projeler iptal oldu, salonlar kapandı… Biz pandeminin bırakmış olduğu bu yaraları kültür-sanat aktörleriyle saracağımıza inanıyoruz. Dolayısıyla maddi anlamda da kayba uğrayan sektörün isimlerine hem bu anlamda bir katkı yapmak hem de ortaya çıkarmış olduğu eserlerin emeğine ilişkin bir motivasyon sağlamayı amaçladık.
Yarışmanın sektörden ve medyadan yoğun bir ilgi gördü. Bu ilgiyi siz nasıl yorumluyorsunuz?
- Yarışmamızın ödül törenini Sultan Abdülaziz döneminde 1870’lerde inşa edilen İstanbul’un en güzel mimari eserlerinden biri olan ve 1948 yılından beri İstanbullulara hizmet veren Atlas Sineması’nda yapmamız bizim için büyük bir mutluluk kaynağı oldu. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığımız Atlas Sineması’nı yakın bir süre önce aslına uygun şekilde restore etmişti. Yeşilçam’ın anılarına tanık olan bu tarihi mirasta gerçekleştirdiğimiz yarışmanın ilgi görmesinden büyük memnuniyet duyuyorum. Demek ki gerçekleştirmiş olduğumuz bu yarışmanın bu kadar ilgi görmesi sinema sektörüne daha fazla eğilmemizi de beraberinde getiriyor. Sektörde bu tarz yarışmaların daha fazla yapılması adına iyi bir emsal oluşturduğumuzu düşünüyorum. Yeteneklerimiz kendilerini göstermek istedikleri bir organizasyon arıyorlar, biz de bu yeteneklerimizin elinden tutmayı amaçladık. Başarılı olduğumuzu görmek sevindirici gerçekten.
İlk üçe verilen ödüllerin yanı sıra Jüri Özel Ödülü bu sene Yunus Emre Anısına verildi. Her sene özel bir isim adına mı verilecek?
- Jürimiz kıymetli oyuncu Perihan Savaş başkanlığında çok değerli isimlerden oluşuyordu. Bildiğiniz gibi UNESCO tarafından dünyada bu yıl Yunus Emre’nin vefatının 700. senesinde Yunus Emre Yılı olarak ilan edildi. Devletimiz de bu seneyi “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak adadı. Yunus Emre’yi unutmamız mümkün değildi, çünkü Türkçeyi en sade haliyle kullanan ve eserleri bugüne kadar taşınan bir ismi dünyaya daha fazla tanıtmamız gerekiyor. Asırlar önce eserlerine baktığınızda kullanmış olduğu dili bugün bile çok rahatlıkla anlayabiliyoruz. Bizim de gerçekleştirdiğimiz her kültür faaliyetimizde olduğu gibi medeniyetimizin yetiştirmiş olduğu bu değerleri genç kuşaklara ve dünyaya tanıtma amacı güdüyoruz.
Yarışmanın geleceği noktasında hedefleriniz nelerdir?
- Yarışmaya başvuran kişi sayısına baktığımızda rekor bir katılımla karşılaşıyoruz. O kadar genç yeteneğimiz var ki ve ortaya o derece önemli eserler çıkartıyorlar ki bu tarz yarışmaların artması gerekiyor. Çünkü bu cevherlerimize alan açmamız lazım. Türkiye’de sinema dendiğinde ilk akla Yeşilçam gelse de ben son yıllarda ülkemizin sinema sektöründe önemli atılımlar yaptığını düşünüyorum. Bakın Semih Kaplanoğlu Berlin Film Festivali’nden Altın Ayı ödülüyle dönmüştü, keza Nuri Bilge Ceylan Cannes Film Festivali’nde hepimizi gururlandırmıştı. Önemli isimlerimiz var. Kendi Hollywood’umuzu ülke olarak oluşturmamız gerekiyor. Bu da ancak ortaya değerlerimizi yanısıtan eserler çıkararak mümkün olabilir. Ben gerçekleştirdiğimiz bu yarışmadan sonra geleceğimiz adına çok umutlandım. Dolayısıyla amacımız gençlerimizin yeteneklerini keşfedip onları kültür sanat dünyamıza kazandırmak olacaktır.