Usta yönetmen Derviş Zaim’in filmografisinin öne çıkan filmleri BluTV’de arşivinde yer alacak.
İçerik noktasında her geçen gün zenginleşen BluTV, yönetmen sinemalarını kütüphanesine eklemeye devam ediyor. Zaim’in filmografisinden Çamur (2003), Cenneti Beklerken (2006), Nokta (2008), Gölgeler ve Suretler (2010), Devir (2013), Balık (2014) ve Rüya (2016) filmleri arşivde yer alacak.
Arşivde yer alacak filmlerin konuları şöyle :
Çamur (2003)
Ali Kırıs’ta askerliğini yapmaktadır. Terhisine çok az bir süre kalmışken kendisini bulan bir hastalık Ali’nin tüm hayatını değiştirecektir. Ali artık konuşamamakta, insanlar ile diyalog kuramamaktadır. Duyduğu bir rivayet onu şifalı bir çamuru aramak üzere yola çıkmaya iter. Çamur tıpkı denildiği gibi Ali’nin hastalığı üzerinde ciddi iyileştirmelerde bulunur. Bu süreçte Ali, bu çamura karşı takıntılı bir hale gelmeye başlar. Çamur’un içerisinden antik çağlara ait bir tanrı figürü çıkar. Bu figür, sadece Ali’nin değil, çevresindekilerin de hayatını kökünden değiştirecektir.
Cenneti Beklerken (2006)
Eflatun isimli bir nakkaş, bir görevi gerçekleştirmek üzere Anadolu’ya varır. Bu gezi, ona, hem kendi sanatını diyar diyar gezdirmek gibi bir imkan tanırken hem de kendi sanatını geliştirmek adına kültürel bir zenginlik bahşeder. Yolculuk esnasında Leyla adında oldukça güzel bir kızla tanışır. Leyla onu, tutku duygusuna doğru sürüklemektedir. Leyla ile tanışması yalnızca ruhundaki aşk kıvılcımlarını titreştirmeyecektir. Leyla, Eflatun’u bambaşka bir serüvene doğru sürükleyecektir.
Nokta (2008)
Ahmet, yapacağı hırsızlık olayının vicdanında nasıl bir kırılma yaratacağından habersiz, bir arkadaşının gazına gelerek kötü bir yol seçer: Tarihi bir Kuran-ı Kerim’i çalmak! Bu meşum görevi yerine getirmek için yola koyulduğunda çok kısa bir süre içinde azap içinde kalacağının farkında değildir. Ahmet’in işlediği bu büyük suç onu dev bir vicdansal çıkmaz sokağa doğru sürükleyecektir. Bu sokakta, insana dair tüm etik duygular birbirleriyle çarpışma fırsatını tadacaklardır. Derviş Zaim’in klasik Osmanlı sanatlarından Hat sanatını arka plan olarak belirlediği filminin başrolünde Settar Tanrıöğen var.
Gölgeler ve Suretler (2010)
Gölgeler ve Suretler, 1963’te Kıbrıs’ta Türklerle Rumlar arasında başlayan olaylar sırasında bir Karagöz kuklacısı olan babasından ayrı düşen genç bir kızın geçirdiği olgunlaşma sürecini anlatıyor. Yıkılıp yanan köylerden, daha güvenli olan şehire kaçış macerası esnasında yaşananlar, Kıbrıs’ın hikâyesine ışık tutuyor. Hikâyenin fonunu ise Kıbrıs’ın Karpaz bölgesi ve Büyükkonuk Köyü’nün doğası, tepeleri ve deniz oluşturuyor. Hiç istemediği halde kendini ve ailesini şiddet dolu bir ortamda bulan bir adam suça bulaşmamak için neleri göze alabilir? Acaba şiddetin egemen olduğu bir dünyada, masumiyeti korumanın ve insan kalmanın yolları nelerdir? Gerçek olaylardan esinlenen film, bu sorulara yanıt arıyor. 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’den Ulusal Uzun Metraj Yarışma kategorisinden En İyi Kurgu (Aylin Zoi Tinel) ve Siyad Ödülü ile dönen Gölgeler ve Suretler, Derviş Zaim’in Cenneti Beklerken (minyatür) ve Nokta (hat) ile başladığı ’geleneksel Türk sanatları’ üçlemesinin son halkasını oluşturuyor.
Devir (2013)
Burdur’un Hasanpaşa köyünde, geleneksel bir “çoban yarışması” düzenlenir. Uzun yıllardır sürdürülen bu yarışmada, köyün çobanları sürüleriyle birlikte suya girerek, peşlerinde koyunlarıyla su birikintisini durmaksızın geçmeye çalışırlar. Sürüyle birlikte suyu duraksamadan, en hızlı geçen çoban yarışmayı kazanır. Son sekiz yıldır Takmaz adlı çoban birinciliği kimselere kaptırmaz. Ayrıca köyün koyunlarını ‘kırmızı’ya boyama geleneği de sürdürülür. Köyün çobanları çevredeki kırmızı renkli kayaları toplayıp, ezer ve eleyerek toz boya elde ederler. Fakat köyün bu doğal yapısı yakınlara kurulan maden ocağı işletmesi ile tehdit altına girer. Kimse bir sonraki yıl boya çıkartacak taşı bulamaz. Çoban Ali ise herkese yardım etme amacıyla şehirden kırmızı toz boya taşıyarak çobanlara dağıtır. Koyunlar Ali sayesinde boyanır. Fakat Ali o sene de yarışmada dereceye giremeyince, her şeyden vazgeçer; çobanlığı bırakarak y eni açılan maden ocağına şoför olarak girer…
Balık ( 2014)
Başrollerini Bülent İnal ve Sanem Çelik’in paylaştığı filmde balıkçılık yaparak yaşamını sürdüren bir ailenin hikayesine tanık oluyoruz. Küçük bir sahil kasabasında eşi ve kızıyla birlikte yaşayan ve yöredeki çoğu kişi gibi balıkçılık yaparak geçimini sağlayan Kaya’nın büyük bir sorunu vardır. Kızının bir an önce iyileşebilmesi için elinden geleni yapan Kaya, bir noktadan sonra avlanma yöntemlerini değiştirip doğanın dengesine müdahele etmeye başlar. Yasakları aştığı bu andan itibaren ise doğanın yanı sıra çevresine ve kendi ailesine de geri dönüşü olmayan hasarlar verecektir.
Rüya (2016)
Sine, Yedi Uyuyanlar Menkıbesi’nden esinlenerek mağara biçiminde farklı bir cami modeli tasarlamış olan, günümüzdeki mimarlık pratiğinin aldığı biçimden hoşlanmayan genç bir kadın mimardır. Fakat bu tasarladığı cami inşaatı bir sürü problem yüzünden yarım kalır. Sine’nin stres sebebi ile uyku hastalığı başlar ve bir uyku hastalıkları merkezinde tedavi olmaya başlar. Bir gün bu merkezde uyurken bir rüya görür. Bu rüyada kendini yedi uyuyanlar mitinin içinde ve olaylara şahit bir şekilde bulur. Rüyadan uyandığında ise fiziksel ve ruhsal olarak değişmiştir fakat etrafındaki kimse bu değişimleri fark etmez. Sine bu uyku merkezine her gittiğinde fiziki ve ruhi olarak değişir. Her değişimde ise her şeye öncekilerden farklı tepkiler vermeye başlar.