İstanbul Film Festivali Haziran Çevrimiçi Gösterimleri’nin Çiçek İstemez başlığı altında buluştuğumuz Çarkıfelek / Guzen To Sozo / Wheel of Fortuneand Fantasy, 2021 Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı Büyük Jüri Ödülü kazanmış, üç kısa filmden oluşan bir yapım.
Kader, kısmet, şans ve tesadüflerin yaşamımızdaki olası etkileri üzerine üç kısa filmden oluşan Çarkıfelek’in anlattığı ilk hikâye; iki yıl önce aldatıp ayrıldığı erkeğin en yakın arkadaşıyla çıktığını öğrenen bir kadın üzerine. İş dönüşü taksi yolculuğunda, tanıştığı muhteşem erkeği anlatan arkadaşının aslında iki yıl önce yollarını ayırdığı kişiden bahsettiğini fark eden kadının duyguları depreşiyor ve ikinci bir şansı kovalamaya başlıyor. Eski sevgilisinin en yakın arkadaşıyla tanışmasını evrenin kendisine yolladığı bir mesaj olarak algılamakla arkadaşının mutluluğuna mâni olmak arasında ikileme düşen genç kadının kafa karışıklığını Japonlara özgü cümlelerle ifade eden diyalogları takip etmek oldukça ilgi çekici. Kamera kullanımının ve görüntü yönetiminin yine yakın zaman önce izlediğimiz bir diğer ödüllü Japonya yapımı Kaçan Kadın / Domangchin Yeoja / The Woman Who Ran ile benzerlikleri de ülke sinemasının trendlerini takip etmek açısından ilginç.
İkinci kısa film; yalnız, mutsuz ve başarılı bir üniversite hocasıyla alakalı. Okulun, diğer öğrencilerden yaşça büyük ve dışlanmış öğrencisi, yattığı sınıf arkadaşının intikam arzusunu gerçekleştirebilmek adına bu hocaya tuzak kuruyor. Plan, odasına gidip, hocanın yakın zamanda ödül alan kitabındaki cinsellik içeren pasajı okuyarak onu baştan çıkarmak ve ses kaydı alıp şantaj yapmak. Ne var ki ikili arasında yalnızlık ve dışlanmışlıklarından doğan bir çekim oluşuyor ve kadın, hocayı plandan haberdar ederek özür diliyor. İntikam almaktan vazgeçmiş olmasına rağmen bilgisayarında yaptığı bir hata sonucu ses kaydını okulun kurumsal e-posta adresine göndermesiyleyse hoca işten atılıyor, kendisi de kocası tarafından terk ediliyor. Ufacık bir dikkatsizlik, kötü niyetle de olsa bir araya geldiğinde birbirinden hoşlanan insanlar, sevgiyi ve mutluluğu hiç ummadığımız yerlerde bulma ihtimalimiz üzerine iddiasız fakat orijinal bir metin.
Üç kısa filmden kişisel favorimse sonuncusu oldu. Lise yemeği için yıllar sonra okuduğu bölgeye dönen bir kadın, gece boyunca aradığını bulamasa da ertesi sabah yürüyen merdivenlerde tanıdık bir yüzle karşılaşıyor. İkili konuşmaya başladıktan bir süre sonra aslında birbirlerini tanımadıklarını ve eski gönül hikayelerinin kahramanlarına benzettiklerini anlasalar da birlikte vakit geçirmeye devam edip, sonunda da “hadi onlarmış gibi yapalım” diyerek bir oyuna başlıyor. Bu sayede ikisi de yıllar önce söylemeleri gereken şeyleri ilgili kişilere muhtemelen bir daha asla görüp söyleyemeyecekleri için birbirlerine aktarmaya başlıyor ve bir tür role play’e girişiyor. Sonu sürpriz olsun ama içinizi ısıtacak, her zaman bir şansınız daha olabilir diyen, coşkulu bir hikâye bu. Gerçekten de bu dünyada ölüm dışında her şeyin çaresi var ve hiçbir şey için hiçbir zaman geç değil. Yeter ki karar verip arzularınızın peşinden gidin.
Sonuç olarak; Çarkıfelek ilk bakışta mesafeli ve Japonca tonlamalardan dolayı Türkçe konuşan bir insanın duygusunu yakalaması zor bir iş olsa da tüm engelleri aşıp kendini sevdirmeyi başaran, orijinal senaryoya hasret kaldığımız şu günlerde sinemaya taze nefes olan bir film.