Bu yıl 12-20 Ağustos tarihleri arasında, 22.’si düzenlenen Saraybosna Film Festivali, Robert de Niro’nun da katıldığı görkemli bir törenle açıldı, bir hafta boyunca çok sayıda film çeşitli salonlarda Saraybosnalı sinemaseverlerle buluştu. Seyirci salonlarda filmleri seyrededursun, çok sayıda yapımcı ve yönetmen de yeni projeleri için destek arayışına girdi. Kiminin yüğzü güldü, kimi de festivalden eli boş döndü. Gerçek bir sektörel ortamın hakim olduğu festivalin oyuncu konukları da vardı. Bu yıl festivale Endüstri Terası ve 30 bin eurolu’luk yapım desteğiyle katkıda bulunan TRT’nin konuğu olarak katıldığımız festivalde Türkiye’de Diriliş Ertuğrul ve Filinta dizilerindeki rolüyle tanınan oyuncu Reşat Strik ile buluştuk. Çok sayıda Hollywood yapımında da boy gösteren oyuncuyla Boşnak sineması üzerine konuştuk. Boşnak sinemasının ‘kimliksizliği’ konusunda oldukça dertli olan Reşat Strik’in Türk sinema sektörüne de mesajları var.
Söyleşi: Suat Köçer
(Fotoğraflar için Bünyamin Yılmaz‘a teşekkürler.)
Festival ortamındayız ve yapım desteği burada en çok tartışılan konuların başında geliyor. Bosna-Hersek’te durum nasıl? Devlet sinemaya yeterli desteği veriyor mu?
Evet, devlet sinemaya destek veriyor ama ne yazık ki çok az. Örneğin bir filme verilen mali destek 20 bin euro’yu geçmiyor.
Çok düşük bir rakam.. Para dışındaki destekler ne durumda?
Burada yılda bir film çekilebiliyor. Sanırım bu rakam soruna yeterli bir cevap olur.
Ama bu çok kötü bir durum?
Evet, ne yazık ki durum bu. Sektör üretim anlamında kötü durumda fakat Saraybosna Film Festivali de tam aksine gün geçtikçe güçlenip saygınlık kazanıyor.
Neden?
Çünkü Bosna Hersek yakın tarihte büyük bir savaş yaşadı ve Avrupa savaştaki tutumundan dolayı son derece üzgün. Bu üzüntü sebebiyle Bosna yapımlarına daha toleranslı davranıyor ve Saraybosna Film Festivali’ne güçlü biçimde destek veriyor.
Vicdan azabının verdiği duyarlılık.
Evet, kesinlikle. Pişmanlık ve bir tür vicdan azabı refleksi.
Peki, burada çekilen filmler sayıca çok az demiştin. Nitelik olarak ne durumdalar?
Genellikle iyi iş yapıyorlar.
Yani iyi filmler mi sence?
Bence iyi değiller.
Peki, neden ilgi görüyorlar o zaman? Kim beğeniyor bu filmleri?
Film sektörü iyi durumda olmadığı için üretilen her şeyi beğenmek zorunda hissediyorum kendimi. Desteklemek için. Ama gerçeği söylemek gerekirse iyi değiller.
Devlet neden sinemaya destek vermiyor?
Çünkü devletimizin oturmuş bir sistemi yok. Ve ne yazık ki bizde ‘kimlikli’ film de çekilmiyor. Filmlerimizde kahraman yok. Hep acı ve acı çeken insanlar var. Sırplar gelip insanları öldürüyor, kadınlar, çocuklar ağlıyor. Boşnaklar sinemada önemli şeyleri göz ardı ediyor, önemsemiyorlar. Mesela kimlik, inanç, devlet, halk birliği vs. Bunlar yok sinemacılarda.
Bunu neye bağlıyorsun?
Sinema sektöründe Boşnak milliyetçiliği çok zayıf. Genellikle seküler insanlar var. Daha çok seküler hikayeler anlatmak istiyorlar. Tabi bu biraz da normal, burada yüz senedir bir Komünizm etkisi var.
Seyircinin bu konudaki tavrı nasıl? Bu tarz yapımlar noktasında bir talepleri yok mu?
Olmaz olur mu? Var tabi ama dediğim gibi çekilmiyor. Mesela Diriliş Ertuğrul dizisi burada çok beğeniliyor bu yüzden.
Konuşma ve röportajlarında kimlik konusuna çok vurgu yapıyorsun.
Kimlik ve milli kazanımlar çok önemli. Tarihi ve kültürel olarak ayrıca önemli. Biz şuan birçok şeyi Batıdan öğreniyoruz. Hâlbuki bizim tarihi olarak çok hikâyemiz, kahramanımız ve sayısız değerlerimiz var. Bunları yeni kuşaklara aktarmamız gerekiyor yoksa çok geçmeden unutacağız hepsini.
Bu tespitlerin çok önemli. Senin gibi düşünen Boşnak sinemacıların sayısı nasıl?
Çok az. Bizim geçmişimiz çok zengin. Ama kimse dikkate almıyor. Korkuyorlar, Hırvatlar ne der, başkaları ne der diye çekiniyorlar. Pek çok kahraman var bizde. Sadece savaşta değil. Osmanlı tarihinde adı geçen çok önemli soydaşlarımız var. Sokullu ailesi, Rüstem Paşa, Gazi Hüsrev, günümüzde Aliya Izzetbegoviç ve daha bir çok önemli devlet adamı, kahraman var. Mesela Srebrenitsa’da büyük acılar yaşandı ama hakkında iyi bir filmimiz yok. Ama bak Yahudilere. Sadece soykırım hakkında bile sayısız film çekildi.
Saraybosna Film Festivali son yıllarda çok önemli bir noktaya geldi. Ama festivalde ciddi bir Batı etkisi de gözleniyor.
Evet, bu doğru. Fransızlar çok destek veriyor. Almanlar da öyle.
Türkiye’nin festival ve Boşnak sineması ile ilgili yaklaşımı nedir?
Maalesef ciddi bir ilişki yok. Keşke Türkiye Boşnak sineması ve Saraybosna Film Festivali’nde daha etkin rol oynayabilse. Diğer bazı alanlarda Bosna Hersek ile iyi bir ilişki var ama sinema alanında aynı şeyi söyleyemiyorum.
Oyunculuğun yanı sıra yapımcılık ve yönetmenlik için kolları sıvadın. Kendi filmin için hazırlık yapıyorsun.
Evet, kendi filmim için çalışıyorum. Evet, kendi filmim için çalışıyorum. Edin Krehic’in romanını uyarladık, yapım süreci içerisindeyiz. Kitabın ismi “Bir gün Geleceğim Baba”. Senaryosunu Edin ile birlikte yazdık.
Hangi aşamada şimdi?
Gerekli tüm ayrıntıları içeren kapsamlı bir çalışma yaptık. Bütçe de dahil tüm ayrıntıları hazır. Hollywood ’tan oyuncu arkadaşlarımın da olduğu iyi bir cast yaptık. Sponsor görüşmeleri yapıyoruz. Bir taraftan da kısa film ve belgeseller çekiyorum.