Bir Dünya Film Gezici Festival’de

Gezici Festival, 1-14 Aralık tarihleri arasında 23’üncü kez gerçekleştireceği yolculuğuna, her yıl olduğu gibi Ankara’dan başlayacak. 8 Aralık’ta Sinop’u ziyaret edecek ve 12 Aralık’ta son durağıKastamonu’ya varacak. Ankara Sinema Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği festivalin gelenekselleşmiş bölümü Dünya Sineması’nda, bu yıl yine, çeşitli uluslararası festivallerde izleyici karşısına çıkan ve ses getiren en yeni filmler, üç kentteki sinema seyircisi için özenle seçildi. Meksika’dan Çin’e, Saraybosna’dan ABD’ye, İran’dan Fransa’ya ve Filistin’e kadar dünyanın farklı ülkelerinden, çeşitli hikâyeleri beyazperdeye taşıyan, kurmaca veya belgesel sekiz film, Dünya Sineması 2017 Bölümü’nde izleyicilerle buluşuyor.

Bosna Hersek’in Oscar adayı, Erkekler Ağlamaz (Men Don’t Cry), Yugoslavya’da yaşanan iç savaş hakkında, savaş görüntüleri kullanılmadan da çok şey söylenebileceğini kanıtlıyor. Film savaştan yirmi yıl sonra bir grup terapisinde buluşan, karşı saflarda yer almış askerlerin travmalarıyla yüzleşmelerini konu alıyor. Yönetmen Alen Drljević’in ilk uzun metrajlı filmi, Karlovy Vary Film Festivali ve Saraybosna Film Festivali’nden ödüllerle döndü.

Vivian Qu, ikinci filmi Melekler Beyaz Giyer (Angels Wear White)’de, tecavüze uğrayan iki ilkokul öğrencisi kız ve bu suçun tek tanığı genç bir kız ile erkek egemen toplumun ikiyüzlülüğüne ve kadınların varoluşuna dair güçlü bir hikâye anlatıyor. İlk gösterimi Venedik Film Festivali’nde yapılan film, pek çok uluslararası festivalde kendine yer buldu.

Yönetmen Vahid Jalilvand’ın Tarihsiz, İmzasız (No Date, No Signature) adlı filmi, Türkiye’de ilk kez Gezici Festival’le izleyicisine ulaşacak. Adli tıp uzmanı Dr. Nariman’ın, otomobiliyle çarpıp yaralanmasına neden olduğu küçük çocuk ölür. Otopside çocuğun vücudunda öldürücü bir besin zehirlenmesi saptansa da, Dr. Nariman bir canlının ölümüne sebep olup olmadığını sorgulamaya başlar.  İran’dan sınıfsal farklılık, konformizm, vicdan ve adalet üzerine çarpıcı bir film. Venedik Film Festivali’de En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanan film, uluslararası festivallerde toplam 11 ödül aldı.

Türkiye’deki ilk gösterimi Gezici Festival’de yapılacak olan Filistin’in Oscar adayı Düğün Davetiyesi(Wajib), ismini Filistin’deki bir gelenekten alıyor. Yönetmenliğini Annemarie Jacir’in yaptığı film, geleneğe uygun olarak düğün davetiyelerini elden teslim etmesi gereken bir baba-oğulun kent içerisindeki yolculuklarını anlatırken Doğu-Batı çatışmasına ve İsrail’de yaşayan Filistinlilerin sorunlarına da değiniyor. Film Locarno Film Festivali’nde dört ödül kazandı.

Usta yönetmen Michael Haneke son filmi Mutlu Son’da (Happy End),  Kuzey Fransa’da Calais kentinde büyük bir malikânede yaşayan Laurent ailesi üzerinden “burjuva kültürü”ne alaycı bir bakış atıyor. Saygınlığını ve bütünlüğünü korumaya çalışan burjuva ailesinin içten içe yaşadığı çürümüşlük, Haneke’nin kamerasına olduğu kadar, evin küçük depresif kızı Eve’in cep telefonununa da takılıyor. Mülteci krizini ve ırkçılığı, Laurent ailesinin ilişkilerine yönelttiği eleştirel bakışın bir parçası haline getiren Haneke, orta sınıfın korunaklı duvarlarını bir kez daha acımasızca yıkıyor.

Türkiye’de ilk gösterimi yapılacak Matthew Heineman’ın son belgeseli Hayaletler Kenti (City of Ghosts), IŞİD terörüne farklı bir perspektiften yaklaşıyor. IŞİD ve Ortadoğu’da yaşanan savaşı anlatan diğer yapımlardan farklı olarak, IŞİD yönetimi altında yaşamanın nasıl bir deneyim olduğunu anlatıyor. Rakka’da, IŞİD yönetimi altında yaşanan insan hakları ihlallerini takip eden,Rakka Sessizce Katlediliyor (RSK) adlı aktivist grubun, yaşadığı zorlukları ve verdiği mücadeleyi kayıt altına alan film uluslararası festivallerde dokuz ödül aldı.

Chavela kimdir? Sadece bir şarkıcı mıdır? Hakkında söylenenlerin hepsi yaşandı mı? Hepsi basit birer dedikodudan mı ibaret? Amerikalı yönetmenler Catherine Gund ve Daresha Kyi’nin belgeseliChavela, 93 yaşında dünyaya veda eden Meksikalı ikonik şarkıcı Chavela Vargas’ın daha pek çok soruyu barındıran hayatı üzerine. İki yönetmenin belgeseli sadece “sıradışı” bir karakterin hayat hikâyesini anlatmakla kalmıyor, bu sıradışı insanın portresini bize sunarken toplumsal cinsiyetin akışkan sınırları hakkında düşünmemize de yol açıyor. 60’tan fazla festivali dolaşan belgesel, şimdi de Gezici Festival’de.

Fransız Yeni Dalga sinemasının kadın temsilcisi Agnès Varda, yanına milyonlarca takipçisi olan 34 yaşındaki, Instagram fenomeni JR’ı da alıp mekânların, yüzlerin, anıların, öykülerin izini süren bir yolculuğa çıkarsa ne olur? Ortaya eğlenceli olduğu kadar, enerjik ve deli dolu, hüzünlü bir hikâyeler toplamı çıkar. İkilinin yolculuklarını ve yolculuk sırasında kurdukları beklenmeyen dostluklarını belgeselleştirdikleri Mekânlar ve Yüzler (Faces Places) an’a ve mekâna sıkışan hikâyeyi özgürlüğüne kavuşturarak seyirciye tadına doyulmaz bir görsel şölen yaşatıyor. Film, Cannes Film Festivali’nde Altın Göz Belgesel Ödülü ile Toronto Film Festivali’nde İzleyici Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödül aldı.

 

Ağustos 2010’da yayın hayatına başlayan aylık sinema dergisi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir