Bilim Sanat Vakfı Türk Sinemaları Araştırma ve Sanat Araştırmaları Merkezi’nin çatısı altında Gençlik Ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle gerçekleştirdiği Belgelerle Osmanlı’da Sinema Projesinin kapanış töreni geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Proje Osmanlıca öğrenimi ve sonrasında çeviri faaliyeti olarak iki aşamada gerçekleşti. Çevrilen metin Ahmed Hikmet Müftüoğlu tarafından Fransızca’dan Osmanlıca’ya çevrilen Alexis Sylus’a ait Mektep ve Sinema/ Bir Pedagog Gözüyle Sinemanın Serüveni adlı eserdir. Kapanış törenine katılan katılımcılara hediye edildi.
Mustafa Kutlu’nun sürpriz ziyareti ve yaptığı kısa konuşması etkinliği şenlendiren bir anı oldu. Hatıralarıyla sinema tarihiyle ilgili yepyeni bir bilgiyi de paylaşmış oldu. Metin Erksan sayesinde tanıştığı Cemil Filmer’in Hatıraları kitabının yazımını ve editörlüğünü kendisinin yaptığını açıkladı. İlk defa paylaşılan bilgi salonda merak uyandırdı. Projenin geçmişimizle, tarihle bağ kurmak noktasında önemine dair de ayrı bir anekdot oldu. Aynı zamanda ‘Güzel işler yapanları takdir etmek lazım’ diyerek ekledi.
Sonrasında Şehir Üniversitesinin Dekanı Prof. Peyami Çelikcan konuşmasında sinema tarihi açısından yapılan çalışmalar arasında büyük uçurumlar olduğunu belirtti. Uçurumun kapatılması noktasında Osmanlıcadan sinema konusunda Türkçe, İngilizce çeviriler yapıldığını ve araştırılacak bolca konunun olduğunu belirterek alana girmek isteyen araştırmacılara göz kırptı.
Proje Koordinatörü Ayşe Yılmaz ise süreci anlatarak kazandırılan eserin günümüzde seyirci olma durumunu tartışma noktasında farklı bir perspektif sunduğunu belirtti. Sunduğu perspektif çocukların ruhlarının izledikleri şeyler noktasında nasıl beslendiğini araştırıyor olmasıydı. Günümüzde arka plana atılan bir soruşturma olduğunu ve proje kapsamında sinema tarihi açısından oluşturulmak istenen özgün bakış açısının eserin sunduğu farklılıkla renklendiğini belirtti.
Program belgesel gösterimiyle sona erdi. Elimize ulaşan eser ve yapılan konuşmalarla zamanın ruhu yapılacak her şey yapıldı dense de merak ve emek vermeyi göze alarak yeni bakış açıları ortaya çıkarmanın mümkün olduğunu gösterdi. Böylece ulusal sinemanın tarihi noktasında bütünlük oluşturmak, eksik parçaları bulmak ve yerleştirmenin gerekliliği ortaya kondu.