25. Gezici Festivali’nin Ankara ayağı başladı. Sinema heyecanını farklı şehirlerde geniş kitlelere ulaştıran festivalin yönetmeni Başak Emre ve sanat yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu’na bu yılki programa dair sorular yönelttik.
Gezici Film Festivali 25. yaşını kutluyor. 25. yaşını Gezici Festival hangi duygu, hangi motivasyonla kutlayacak?
25 yıl çok uzun bir zaman dilimi. Çeyrek asır. Aslında biz de 25 yıldır bu festivali nasıl sürdürebildiğimizi düşündükçe biraz şaşırıyoruz. Ülkemizde 25 yıl boyunca ayakta kalabilen kaç kuruluş, kaç etkinlik var? Üstelik Gezici Festival bir sivil toplum kuruluşu olan Ankara Sinema Derneği tarafından, çeşitli kurum ve kuruluşların desteği ile düzenleniyor.
‘Ben dün gece hiç uyumadım, çok heyecanlıyım, ilk defa sinemada film izleyeceğim’ diyen bir ilkokul öğrencisi, bu festivalin 25 yıl boyunca süregelmesinin nedeni olabilir mi? (Sanmayın ki bu öğrenci Kars’taki bir okuldan geliyor. Çankaya Belediyesi’nin Dikmen’deki bir okuldan Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne taşıdığı Ankaralı bir öğrenciden söz ediyoruz.)
‘Bizim oturmadığımız bir daire var, otele para vermeyin, bizim evde kalabilirsiniz’ diyen İzmirli izleyicimiz de 25 yıldır süren inadımızın nedeni olabilir.
Her film festivalinin sponsorları vardır. Gezici Festival’in en önemli sponsorları, destekleyicileri 25 yıl boyunca hep izleyiciler oldu. Yurtdışında birçok festivale konuk oluyoruz ve boş salonlara oynayan filmleri izliyoruz. Bizim için en büyük itici güç salonları dolduran izleyicilerimizin varlığıdır.
Dönüp baktığınız 25 senelik bu yolculuğu nasıl yorumlarsınız?
25 yıl önce her şey çok farklıydı. Film kopyaları 35mm idi. Faks kullanıyorduk. Cep telefonu Türkiye’ye henüz gelmemişti. İnternet emekliyordu. Dijital diye bir şey yoktu. Kasetler VHS idi. Bir fotoğraf bulmak için kütüphanelere gitmek gerekiyordu. Bütün bunları düşününce 1995’te başka bir dünyada yaşadığımızı fark ediyoruz. 25 yıl boyunca çok ilginç olaylar yaşadık. Sineması olmayan kentlere 35 mm’lik gösterici taşıdık. Türkiye’de 23 kente konuk olduk, ayrıca beş ülkede gösterim yaptık. Şimdi Gezici Festival’in 25 yılını anlatan bir belgesel üzerinde çalışıyoruz ve eski görüntüleri izlerken bazen biz de çok şaşırıyoruz. O kadar çok sinemacı dostumuz festivale konuk olmuş ki.
Festivalin gösterim programını oluşturma süreci nasıl gerçekleşiyor?
Küçük bir programa sahip bir festivaliz. İnce eleyip sık dokuyoruz. Kendi beğenmediğimiz filmleri izleyicilerimize göstermek istemiyoruz. İzleyicilerimiz bize güveniyor, biz de onların güvenine layık olmaya çalışıyoruz. İzleyicilerimizi mutlu edecek küçük ama iyi bir program oluşturmaya çalışıyoruz. Yıl içinde önemli film festivallerine katılıp orada izlediğimiz filmleri değerlendiriyoruz. Ayrıca Ahmet Gürata başta olmak üzere danışmanlarımızla yıl boyunca sürekli film izliyoruz.
Festivalin güzergâhları nasıl belirleniyor?
En önemli kriter izleyici sayısı, izleyicilerin yaydığı sıcaklık ve izledikleri filmlerden mutlu ayrılmaları. Gittiğimiz kentlerde bize ev sahipliği yapacak kişi ve kurumlara ihtiyacımız var. Bu bir üniversite olabildiği gibi bir belediye, vakıf ya da dernek de olabiliyor. Buna en iyi örnek olarak Kastamonu Üniversitesi gösterilebilir. Kastamonu Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler o kadar iyi izleyiciler ki, festivalin sonunda Kastamonu’dan çok güzel duygularla ayrılıyoruz.
Gezici Film Festivali’ni özgün kılan noktalar nelerdir?
Gezici Festival’in en özgün tarafı, Anadolu’nun küçük kentlerine konuk olması. Son yıllarda bazı festivaller de farklı kentlerde gösterim yapıyor ama kimsenin hayal bile etmediği küçük kentlere sadece biz gidiyoruz. Kendi izleyici kitlemizi oluşturuyoruz, sinemaya olan ilgiyi arttırıyoruz, hatta Kars ve Artvin örneklerinde olduğu gibi gittiğimiz yerlerde sinema salonları açılıyor, filmler çekiliyor. Bunu yapan başka bir festival yok.
Gittiğiniz güzergahlarda buluştuğunuz sinemaseverlerden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Yolumuzu bekleyen insanlar, bizimle birlikte gezen izleyiciler, Anadolu’nun geleneksel misafirperverliği, hepsi bizi çok mutlu ediyor. Bizimle beraber kent kent gezen, bir kentte izleyemediği filmi bir sonraki kente bırakan tutkunlarımız bile var. Gösterimlerin yapıldığı sinemalara her gün çiçek getiren, bize pasta yapan, İzmir’de “otel odalarında sürünmeyin” diyerek bize evini açan izleyicilerimizi hiç unutmuyoruz.
25 yıllık bir serüven boyunca sizin için farklı, unutulmaz olan bir yer var mıdır?
Tabii ki Kars. Büyülü bir kentti. Çok farklıydı. Yalnızca bizim için değil, gelen bütün konuklar için böyleydi. Kars kenti Gezici Festival’i konuk etmeye başladıktan sonra bir film platosu haline geldi. Kars’a gelen Zeki Demirkubuz, Reha Erdem, Uğur Yücel, Rıza Sönmez gibi yönetmenler bu kentte film çekmeye karar verdiler. Reha Erdem Gezici Festival’in konuğu olarak Kars’a geldiği sırada Kosmos adlı filmini çekmeye karar verdi. Uğur Yücel’in Soğuk adlı filmi aslında Trabzon’da çekilecekken Kars’a yöneldi.