Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulunca, ‘Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin sahiplerini belirledi. Bu yıl sinema alanındaki büyük ödül, yönetmen Mesut Uçakan’a verilecek.
İletişim Başkanlığından yapılan açıklamada, Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin, kültüre ve sanata hizmet ederek Türk medeniyetinin sürekliliğine önemli katkılarda bulunan, dünyada kültür ve sanatın yücelmesine zemin hazırlayan ve üstün gayret gerektiren, yetenekleriyle özgün eserler üretip estetik değerlere bağlı hizmetlerde bulunan vatandaşların, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına onurlandırılması amacıyla her yıl düzenlendiği ifade edildi.
Türkiye’nin her biri defalarca ödüllendirilmeye layık, sayısız kültür ve sanat insanına sahip olduğu vurgulanan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulunun, titiz bir çalışma yürüterek Türkiye’nin hazineleri sayılan sanatçı ve kültür insanları arasından bazılarını, eserleri ve hizmetleri açısından değerlendirdiği bildirildi.
Buna göre, edebiyat dalındaki ödüle, eylül ayında hayatını kaybeden Türk edebiyatının önemli ismi Nuri Pakdil, müzik alanındaki ödüle MFÖ, resim dalındaki ödüle Devrim Erbil, geleneksel sanatlar ödüle Fuat Başar, mimarlık ödüle Doğan Kuban, sosyal bilimler dalındaki ödüle Ahmet Yaşar Ocak ve vefa ödülüne ise ağustos ayında Van’ın Erciş ilçesinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Haluk Dursun’un layık görüldüğü açıklandı.
Sinema Ödülü Uçakan’ın
Cumhurbaşkanlığı Büyük Ödülü sinema dalında yönetmen Mesut Uçakan’a verilecek. Ödülle ilgili olarak yapılan açıklamada “Türk sinemasının milli ve yerli kimliği için bir ömür boyu süren çabaları ve bu uğurda ürettiği özgün sinema eserleri dolayısıyla” Mesut Uçakan’ın layık görüldüğü ifade edildi.
Mesut Uçakan Kimdir
1953 Kırıkkale doğdu. İlk ve orta tahsilini aynı şehirde yaptı. 1978’de İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Sinema TV Bölümü’nü bitirdi.
1976-1978’de MTTB Sinema Kulübü Başkanlığı’nı yaptı. Çeşitli gazete ve dergilerde sinema yazıları yazdı. “Mutlak Fikir Estetiği ve Sinema (1976)” ve “Sonsuzkare (2003-2004)” isimli iki sinema dergisi çıkardı.
“Türk Sineması’nda İdeoloji/1977” isimli araştırma, “Sıkı tut Ellerimi/1993” isimli şiir kitapları yayınlandı. İlk kitabın 2010’da, ikincisinin 2012’de ikinci baskıları yapıldı. Ayrıca, Necip Tosun’un yönetmenle yaptığı söyleşileri kapsayan “Mesut Uçakan’la Sinema Söyleşileri/1992” ve Hüseyin Karaca’nın yönetmen’in hayatı, eserleri, medyadaki yeri üzerine kapsamlı bir araştırmayı içeren “Sonsuzkarelerde Bir Çığlık: Mesut Uçakan/2009” isimli yayınlanmış iki kitaptan da söz etmek gerekir.
Uçakan, 1978’de ilk defa “Lanet” filmiyle yönetmenliğe adım attı. Çoğu filmlerinin senaryosunu kendisi yazdı. Fikir ve estetik planda verdiği mücadele ile Batı kültürünün getirdiği çarpıklıklara karşı durdu. Duruşuyla Türk Sineması’nda ayrı bir yer edindi. Her türlü olumsuz şartlara inat önüne çıkan fırsatlara yenilmedi, duruşundan taviz vermedi. Çoğu eserleri hâsılat rekorları kırdı, büyük yankılar uyandırdı.
Türk Sineması’nda pek çok ilki başlattı: “Kavanozdaki Adam (1987)”la ilk defa bilim-kurguyu denedi. “Reis Bey (1988)”le koyu sansür döneminde ilk defa yargıyı eleştirdi. “Yalnız Değilsiniz – 1 ve 2 (1990-1991)” ile ilk defa baş örtüsü dramını sinemaya yansıttı. “Kelebekler Sonsuza Uçar/İskilipli Atıf Hoca (1993)” ile ilk defa İstiklâl Mahkemeleri şahsında yakın tarihimizi cesur bir şekilde eleştirdi. “Ölümsüz karanfiller (1995)” ile ilk defa fâili meçhul cinayetleri beyazperdeye taşıdı. “Anka Kuşu (2007)” ile ilk defa günümüz dergâhlarındaki kurtarıcılık vasfına ve erdiricilik sırrına dikkat çekti.