İkinciyeni Film’in yapımcılığını, Serdar Gözelekli’nin yönetmenliğini yaptığı Muna 24 Haziran’da sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.
Gazze’de yıllardır yaşanan insanlık dramını sekiz yaşında bir çocuğun gözünden anlatan Muna aynı zamanda 2009’da yaşanan gerçek hikayelerden ilham alıyor. Film nerede yaşanırsa yaşansın savaşların en büyük acısını çocukların çektiğini, evsiz, annesiz babasız ve tek başına kaldıklarını ve savaşın ortasında büyük yıkım yaşadıklarını anlatmaya çalışıyor. Bu trajediyi Muna isimli küçük kızın yaşadıklarıyla anlatmaya çalışan film, Filistin sorununa el atan ilk yerli film olma özelliği de taşıyor.
İlk filmi İnanç Odası’yla Madrid Film Festvali’ne En İyi Yabancı Film Dalında aday olan Serdar Gözelekli ikinci filminde yine toplumsal olayların bireyde yarattığı psikolojik açmazları sorguluyor. Muna 34. İstanbul Film Festivali’nde gösterim programında yer almış daha sonra da 52. Uluslar arası Antalya Film Festivali’nde Kaan Çakır’a en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü kazandırmıştı.
Yönetmen Serdar Gözelekli Muna’yı ‘Gazze’de aynı acıyı paylaşan ve hayatı, hayatta kalabilmek için saklambaç oynayarak geçen binlerce çocuktan biri” diye tanımlıyor. Muna’ya Pınar Balkış hayat veriyor.
Filmde Leyla Göksun, Turgay Aydın, Kaan Çakır, Pınar Balkış, Erkan Taşdöğen, Suzan Genç, Sabahattin Yakut ve Leyla Erdoğan gibi isimler yer alıyor.
Fragman
https://www.youtube.com/watch?v=PsTOKiMUPql
FİLMİN KONUSU
Gazze’de yaşayan altı yaşındaki Muna ve ailesinin evine, bir gece İsrailli askerler tarafından baskın yapılır. Bu baskından mutfak dolabına saklanarak kurtulan Muna, bir süre sonra sokaklarda ailesini aramaya başlar. Kısa süre önce çocuğunu kaybeden Ela (Leyla Göksun), savaş mağduru insanlara yardım etmek için Yeryüzü Doktorlarına katılarak İstanbul’dan Gazze’ye gelen bir cerrahtır. Ela ve Muna’nın yolları Gazze sokaklarında kesişir. Ela küçük kıza yardım eder ve onun ailesini bulmaya karar verir. Bir diğer doktor Ali (Turgay Aydın), uzun yıllar önce Gazze’den İstanbul’a okumak için gelmiş ancak uzun savaş yıllarının yarattığı ambargo yüzünden bir daha ülkesine dönememiştir. Savaş sırasında Gazze’de kanserden ölen annesinin yanında olamamıştır. Geriye bir doktor olarak dönen Ali için bu ziyaret, ülkesinin insanlarına yardım edip, annesine olan özrünü dile getirmek için bir fırsattır. Gazzeli Süleyman (Kaan Çakır) Ali’nin çocukluk arkadaşı, adeta kardeşi gibidir. Türkçeyi Ali’nin annesinden öğrenmiştir. Neşesiyle bu yıkım ortamında umudu simgeleyen Süleyman, bir yandan nişanlısı Ayşa ile evliliğini hızlandırmaya çalışırken, bir yandan Gazze’nin zor şartları ve küçük Muna’nın ailesini bulma konusunda Ela ve Ali’ye yardım eder.