Geniş kitlelerin eğlencesi, cep telefonlarının vazgeçilmez oyunu Angry Birds şimdi beyazperede. 3D animasyon komedisi Angry Birds Film, 13 Mayıs’ta vizyona giriyor.
3D animasyon komedi Angry Birds Film’de nihayet kuşların neden bu kadar öfkeli olduğunu öğreniyoruz. Film bizi nüfusu tamamen –ya da neredeyse tamamen– mutlu ve uçamayan kuşlardan oluşan bir adaya götürüyor. Bu cennet köşede, öfke sorunu olan Red, hızlı Chuck ve gelgitleri olan Bomba hep dışarıda kalmıştır. Fakat ada gizemli yeşil domuzcuklar tarafından ziyaret edildiğinde, domuzların neyin peşinde olduğunu çözmek bu dışlanmış kuşlara kalır.
Filmin çok komik ve yıldız seslendirme kadrosunda Maya Rudolph, Kate McKinnon, Sean Penn, Tony Hale, Keegan-Michael Key, Bill Hader ve Peter Dinklage’ın yanı sıra, Ike Barinholtz, Tituss Burgess, Hannibal Buress, Jillian Bell, YouTube yıldızları Smosh, Billy Eichner, Danielle Brooks, Latin müzik yıldızı Romeo Santos ve country müzik süperstarı Blake Shelton yer alıyor. Shelton, ayrıca, filmin özgün şarkısı “Friends”in ortak yazarı ve yorumcusu. Filmde Demi Lovato, Charli XCX, Matoma ve Steve Aoki’nin yepyeni müzikleri de sinemaseverlerle buluşuyor.
Columbia Pictures/Rovio Animation ortak yapımı olan filmi Fergal Reilly ve Clay Kaytis yönetti. Yapımcılığını John Cohen ve Catherine Winder’ın, yönetici yapımcılığını ise Mikael Hed ve David Maisel’ın gerçekleştirdiği filmin senaryosu Jon Vitti’nin imzasını taşıyor. “Angry Birds Film”in senaryosu Jon Vitti’nin, müziği Heitor Pereira’nın imzasını taşıyor. Filmin animasyonlarını Sony Pictures Imageworks gerçekleştirdi.
BU KADAR ÖFKE NEDEN?
Aralık 2009’da, dünyanın dört bir yanındaki insanlar telefonlarına bir oyun yüklediler ve bir fenomen başladı. Küçük yeşil domuzcuklar uçamayan bazı kuşların yumurtalarını çalmak niyetiyle bir yeri işgal ettiler –ve bu kuşlar… onları tanımlayacak tek bir kelime var doğrusu. Şöyle düşünün: Biri sizin evinize gelip çocuklarınızı alsaydı nasıl hissederdiniz?
Tüm zamanların en çok indirilmiş mobil oyunu –Angry Birds (Öfkeli Kuşlar) ve çeşitli sürümleri üç milyar kereden fazla indirildi– beyaz perdeye geliyor. Sinemaseverler nihayet Angry Birds’ün isimlerini nereden aldıklarını öğrenecekler.
Yapımcı John Cohen’e (Despicable Me) göre, klasikleşmiş oyun yapımcıların gerçekleştirmek istediği film için harika bir başlangıç noktasıydı. “Oyunun özündeki konseptte müthiş bir animasyon komediye dönüşebileceğine inandığımız şeyin tohumları vardı” diyor Cohen ve ekliyor: “Oyunun karakterlerini genişletme fırsatı bulduk; kuşları kendilerine has birer karaktere sahip, eğlenceli ve eşsiz yetenekleri olan bütünüyle hayat bulan karakterler haline getirdik. Fakat filmin özünde, güçlü ve duygusal bir fikir de vardı: Oyunun temel taşını oluşturan şey yumurtaları, yani yavrucukları, yeşil domuzcuklar tarafından alınan öfkeli kuşların hikayesiydi. Kuşlarımızın yavrularını geri almak için bir arama-kurtarma operasyonu gerçekleştirmesi gerekiyor.”
Rovio takımıyla çalışan yapımcılar oyundaki temel fikirleri aldılar, geliştirdiler ve genişlettiler. “Rovio’nun her şeyden daha sık sorduğu soru, ‘Kuşlar neden bu kadar öfkeli?’ idi” diyen Cohen, şöyle devam ediyor: “Bu film şu uçamayan kuşlar ile yeşil domuzlar arasındaki çatışmanın ortaya çıkışının kökenini anlatıyor. Angry Birds evreni için bir mitoloji yaratmak adına olağanüstü eğlenceli bir fırsattı. Milyarlarca insanın bu oyunlarla son derece kişisel bir ilişkisi var, ama oyunların yerleşik bir arka hikayesi yoktu. Oyun alanımız son derece genişti –adeta özgün bir fikirle sıfırdan başlıyormuşuz gibiydik. Elbette, oyunun hayranlarının oyundan bildiği ve sevdiği önemli bir takım öğeler vardı: İnsanların tanıyacağı özel bazı yeteneklere sahip, sapan aşırarak yumurtalarını çalmış yeşil domuzlarla mücadele eden, uçamayan öfkeli kuşlar –ama bu fikirlerin ötesinde, özgün bir hikaye yaratmayı başardık.”
Aslında, filmi Fergal Reilly’yle birlikte yöneten Clay Kaytis oyunun kemik hayran kitlesinin kendilerine izleyicilerin beklentilerini incelikli bir şekilde altüst etme olanağı tanıdığını söylüyor: “İnsanlar filmin ne olduğunu bildiklerini varsayıyorlar çünkü oyunu oynamışlar ama gerçek şu ki insanları gördüklerinde şaşırtacak bir şey yaratıyoruz. Yapım ekibi olarak, kendimizin gidip görmek isteyeceği bir film yapıyoruz.”
Dolayısıyla, yapım ekibi filmin temel önermesinden yeni bir hikaye yarattı: Karaktere dayalı bir komedi. “Red kesinlikle öfkeli bir kuş; ve Chuck ile Bomb’ın kendi sorunları var. Ama aslında, onlar bir avuç uyumsuzlar” diyor Reilly ve ekliyor: “Bu arkadaşları gerçekten önemsiyorsunuz –çünkü başa çıkmaları gereken kendi sorunlarının olmasının yanı sıra, daha büyük bir sorun olan domuz kriziyle de başa çıkmaları gerekiyor. Kendi medeniyetlerini kurtarmak zorundalar; seçme ihtimaliniz en uzak kuşlar onlar olsa bile.”
Cohen, Red’in öfkesine hakim olma gayretinin izleyicilerde herkesin özdeşleşebileceği bir tema olduğunu belirtiyor: “Her ebeveyn ve her çocuk hayatta o zor anları aşmanın bir yolunu bulmayı öğrenir. Bence pek çok çocuk Red’in o enerjiyi olumlu bir yöne kanalize etmenin yolunu bulmasıyla özdeşleşecek.”
Karakterler sayfalarda şekillendikçe, yapım ekibi için, onları hayata geçirecek oyuncuları seçme zamanı geldi. “Bir oyuncu performans için kayıt odasına geldiğinde, repertuarındaki tüm araçları yitirir –artık fizikselliği, yüz ifadeleri, jest ve mimikleri ya da karşılıklı oynayacağı birileri yoktur–, sadece sesleri vardır” diyen Cohen, şöyle devam ediyor: “Jason Sudeikis, Josh Gad, Maya Rudolph, Danny McBride, Keegan-Michael Key ya da Kate McKinnon gibi müthiş doğaçlamacı oyuncular gözlemsel harika komedi fikirleri sunmakla kalmayıp, bunu yaparak performanslarına çok doğal bir hava katmak suretiyle bu animasyon karakterlerin hayat bulmasına gerçekten yardımcı oluyorlar.”
HİKÂYE HAKKINDA
Uçamayan kuşların çoğunlukla mutlu bir yaşam sürdüğü Kuş Adası’na hoş geldiniz. İster Sabah Kuşu kurtçuk dükkanını ziyaret ediyor olun, ister Tüylü Kuşlar güzellik salonunda tüylerinize kaynak yaptırıyor olun, Kuş Adası mutlu bir kuşun isteyebileceği her şeye sahiptir. Ve buradaki kuşların tüm varlığı yumurtalarıdır –çünkü ne de olsa çocukların onların geleceği olduğuna inanırlar. Fakat elbette her sepette bir çürük elma vardır. Ve burada o elma Red’dir –kendisi öfkeli bir kuştur. Bu onun suçu değildir –diğerlerinin aldırış etmediği günlük sıkıntıları bir türlü görmezden gelemez. Bu siniri çok geçmeden onu öfke kontrolü derslerine gitmeye mecbur bırakır. İşte kendisi gibi uyumsuz olan dostları Chuck ve Bomb’la burada tanışır.
Teknoloji olmadığı, elektrik olmadığı için –ve tabi işe yaramayan küçük kanatları yüzünden– buradaki kuşlar tamamen saftırlar ve çevrelerindeki koca dünyadan hiç haberleri yoktur. Ve hayat güzeldir… ta ki o güne dek: Gizemli, yeşil domuzlarla dolu bir gemi kıyıya yanaşır. (Ve –şu tesadüfe bakın ki– gemileriyle dosdoğru Red’in evine çarparlar.)
Kuşların çoğu için, domuzların gelişi kuş türünün tarihindeki en büyük olaydır… dolayısıyla, domuzlar adaya toynak bastığında, kuşlar onları kanatlarını açıp karşılarlar.
Hem zaten neden karşılamasınlar ki? Domuzlar kuşlarla paylaşmaktan büyük mutluluk duydukları inanılmaz bir teknoloji getirmiştirler. Onların bir şeyleri havaya uçurmaya yarayan dinamitleri ve tramplen dedikleri bir şeyleri vardır; en güzeli de, sapan adında müthiş bir uzağa teslimat sistemleri mevcuttur.
Sadece Red bu domuzların göründüklerinden farklı olduklarını sezer. Şu domuzlar hakikaten sinirini bozmaktadırlar. Ve kayda değer şekilde, arkadaşları Chuck ve Bomb’la birlikte sinirini kuşları birleştirmekte kullanacaktır çünkü domuzları adaya aslında neyin getirdiğini anlamıştır.
(Sürpriz bilgi: domuzlar yumurtalar için gelmiştir.)