Senaristliğini ve yönetmenliğini Serdar Önal ve Ömer Çapoğlu’nun yaptığı filmin başrolünde ünlü oyuncu Ahmet Rıfat Şungar oynuyor. Filmde ayrıca Cihat Duman, Süreyya Güzel, Eylem Kaplan, Elanur Zunun, Hazal Ulukurt ve Nuran Özkan yer alıyor. Film, sevgilisi tarafından terk edilen Harun’un korsan filmciden Aldığı Wong Kar Wai filmlerini izlemeye başlamasıyla yaşadığı dönüşümün hikâyesini anlatıyor. Filmin adı, içeriğin Wong Kar Wai üzerine olacağı yönünde bir yanılsamaya neden olsa da Kar Wai, filmin başrolü değil görünmeyen kahramanı aslında.
Evet dediğim gibi film, karakterimizin ayrılık acısıyla depresyona girdiği anda tanıştığı Wong Kar Wai filmleri sayesinde geçirdiği dönüşümü anlatıyor. Depresyon hikâyesi gibi görünse de içten içe izleyiciyi mutlu eden umutlandıran bir yanı olan film, ilk izlediğim anda bana Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam kitabındaki şu satırları hatırlattı:
“İki saat sonra kalabalığın içinde, sinemadan bir dar sokağa çıkan sanki başka birisiydi. Düşünüyordu: ‘Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar.’ Saatine baktı: Dört buçuğa beş vardı. ‘Eve gidip okusam.’ Durağa yürüdü. ‘Bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. Kocaman sinemalar yapmalı. Bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. İyi bir film görsünler. Sokağa hep birden çıksınlar…’” (Yusuf Atılgan/Aylak Adam)
Tıpkı Yusuf Atılgan’ın bahsettiği gibi filmler ayrılık acısı çeken Harun’a bir şeyler yapıyor ve Harun’un hayatı, Wang Kar Wai filmlerindeki karakterlerin hayatları ve dolayısıyla hikâyeleriyle iç içe geçiyor. Wang Kar Wai’nin Chungking Express, In the Mood For Love, 2046 ve Happy Together filmlerinden görüntülerin eşlik ettiği film sadece Harun’a değil, izleyicilere de sesleniyor. Film sürecinde Harun’un aşk acısıyla baş etme, yemek yeme, giyinme ve saçlarına şekil verme biçiminden evinin duvarlarına kadar birçok şeyi değiştiriyor ve karakter değiştikçe izleyici sürece biraz daha dâhil oluyor. Karakterle özdeşleşen izleyici karanlık ıssız sokaklarda dolaşmaya başlıyor.
Wang Kar Wai Üzerine Kısa Bir Film’deki doğru oyuncu seçimi ve kısa film olmasına rağmen derinlikli karakterizasyonu hikâyenin inandırıcılığını arttırıyor. Ahmet Rıfat Şungar’ın hayat verdiği Harun karakteri kadar korsan film satıcısının da koltuğu, filmleri koyduğu bavulu, korsan film satma sürecine ilişkin hikâyesi, Harun’a ruh halinin yaşadığı evrime paralel önerdiği filmler, sevdiği filmlere verdiği değer ve filmin sonunda çıktığı yolculuğu ile izleyiciyi gülümsetiyor ve kalplerini kazanıyor. Buna ek olarak filmde kullanılan müzikler, bir yandan karakterin geçirdiği dönüşüme eşlik ediyor; diğer yandan izleyici için seyir deneyimini daha keyifli kılıyor. Sonuç olarak bütün bunların bir araya gelmesi filmi, fikri ve bu fikrin işlenişini başarılı kılıyor.
Düşlerinin peşine düşen yönetmenlerin filmi, birçok festivalde gösterildi ve ödüller aldı;
27.İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali kapsamında düzenlenen “Ulusal Kısa Film Yarışması’ndan mansiyon ödülü,
1.Uluslararası Edirne Film Festivali En İyi Film
10.Crossroads Uluslararası Kısa Film Yarışması En İyi Film, En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülü
56.Brno 16 Kısa Film Festivali, Seyirci Ödülü
16.İzmir Kısa Film Festivali, Ulusal Yarışma, Kurmaca Dalı, İkincilik Ödülü.
3.Boğaziçi Film Festivali, Ulusal Kısa Film Yarışması, Kısa Film İzleyici Ödülü.
4.Atıf Yılmaz Kısa Film Yarışması En İyi Üçüncü Film
27.Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali Mansiyon Ödülü
Konuk Yazar: Nergiz Karadaş
