Hazin Bir Külkedisi Hikâyesi: Anora

Yaşam koşulları birbirinden bir hayli farklı insanların aşk hikayelerine dair beyazperdede pek çok film izlemişizdir. Kimi mutlu bir sonla, kimi de tatsız bir finalle nihayete erer. Kaybeden tarafta olana dair nihai hoşgörü, öykünün duygusal bağı açısından izleyiciyi fazlasıyla yakalar. Bu tarz filmlere dair izleyicinin empati gücü de yüksektir. Sean Baker yönetimindeki Anora filmi, gece kulüplerinde çalışan bir kadın ile zengin bir Rus ailesinin oğlu arasında gelişen hikayeyi anlatıyor. Mikey Madison ile Mark Eydelshteyn’ın başrollerinde yer aldığı film, önde gelen film festivallerinin gözdesi haline geldi. Anora ile Ivan, ani bir kararla evlenirler. Yaşanan büyüleyici günlerden sonra meydana gelecek olaylar ise filmi bambaşka bir düzleme sokar.

Anora ile Ivan arasındaki öykü çok hızlı gelişiyor. Normal şartlar altında böylesine hızlı bir gelişim izleyiciyi pek memnun etmez. Fakat her şeyin kontrolsüz bir hızla gelişmesi, memnuniyetsizlik hissinin doğmasına dahi fırsat vermiyor izleyicide. Anora’nın kendi halindeki mütevazı yaşantısı, maddi ve sosyal pek çok sıkıntı barındırmaktadır. Yaşadığı hayat kendi tercihi değildir. Fakat Anora, hayata karşı sürdürdüğü olumlu bakış açısını her zaman muhafaza eder. Ivan’ın kendisine duyduğu ilgiyi ilk başlarda ciddiye almaz ve bu durumu sadece maddi beklenti gözüyle görür. Ivan yaşamı boyunca arzu ettiği her şeyi elde etmiş bir profil olarak, Anora ile bir aşk hikayesi yaşamak ister. İşin gerçeğinden habersiz Anora için bu durum tam bir Külkedisi hikayesidir. Ivan günün sonunda bu hikayenin biteceğini bilse de, Anora bir anda başlayan ve güzel devam etmesini umduğu bir hikayeye inanmak ister.

Ivan ve Anora’ın evlenmesi ile beraber hikayeye Ivan’ın ailesi de dahil olur. Filmin bu dahil olma ile birlikte akıcılığı zedelenir. Anca komedi türü filmler içerisinde rastlanabilecek türden ilginç tesadüfler ve gerçek hayatta pek de yer bulamayacak şekildeki olaylar zinciri ile birlikte filmin konsantrasyonu da dağılır. Ailesinin baskısı ile Ivan ve Anora boşanmaya doğru sürüklenir. Ivan’ın, ailesinin boşanma isteği ile birlikte evden kaçtığı anlarda, izleyici sonu pek de mutlu olmayacak bir hikâyenin içinde olduğunu düşünmeye başlar. Ivan’ın kaçışı ve bulunuşu arasında filmde irtifa ciddi ölçekte düşer. Ivan’ın bulunuşu ile yaşanan olaylar ise kendi sinemamızda sayısız kez tanıklık ettiğimiz türden bir olaylar zincirini beraberinde getirir.

Filmin üzücü finali, aslında filmin en etkileyici anı. Ivan’ın evlilik oyununu son derece duygusuz bir anda bitirmesi ile beraber hikâye sona ermiş olsa da, esas vuruculuk Anora’nın finaldeki pürmelali oluyor. Anora’nın yaşadığı hikâyede olduğu gibi mutlu başlayan ve hüzünlü biten hikayelere fazlasıyla aşinayız. Farklı sosyal statüler içerisindeki insanlar arasında bir anda alevlenen kıvılcımların ansızın tükenişine de pek çok filmde tanıklık ettik. Ivan’ın şımarıklığı ve hoyratlığı, hayata tutunma mücadelesi halinde iken Anora’nın duygu dünyasında beliren saf ve temiz hayalleri sona erdirdikçe, Anora’ya duyulan izleyici sempatisi de tavan yapıyor. Ivan’ın ailesine hizmet eden Igor’un varlığı ise yönetmenin davul bile dengi dengine sözünün izinde gittiğini gösteren bir teselli tadında.

Anora uzun yıllar konuşulacak ve sinema tarihine damga vuracak türden filmlerden değil. Cannes Film Festivali’nde göstermiş olduğu başarı ya da Oscar törenlerinde en iyi film dalında aday olmuş olması, bu gerçeği değiştirmiyor ne yazık ki. Konsantrasyon ve istikrar açısından sıklıkla dalgalanmalar yaşatan film, hangi türün içerisine sokulacağı konusunda dahi tartışma çıkartacak kadar farklı türler arasında dans edip duruyor.

1986 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 2008 yılında mezun oldu. Öğrencilik yıllarından itibaren çeşitli film atölyeleri ve akademi çalışmalarına katıldı. Çeşitli kurumsal firmalarda sürdürdüğü profesyonel iş yaşantısı ile birlikte 2012 yılından bu yana Film Arası Dergisi’nde film kritikleri ve çeşitli sinemasal araştırmalar yazmaktadır. Aralık 2013 döneminden itibaren derginin Yayın Kurulu Üyesi’dir. İngilizce bilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir