Kamera Arkasını Konu Eden Filmler

Sinema izleyicilere büyük ölçüde gerçekliği kurgulanmış bir şekilde sunar. Zaman içinde kendi gerçekliği üzerine de düşünen sinemanın, hikayeleri hayatın içinden olduğu kadar kendi yapım süreçlerini de kapsamaya başladı. Senaryo, yönetmenlik, kurgu, oyunculuk gibi konular üzerine eğilen filmlerin bazılarını sizin için listeledik.

ADAPTATİON / TERSYÜZ (Spike Jonze-2022)

Senarist olan Kaufmann sinemaya uyarlamak istediği romanın üzerinde çalışırken yazar tıkanıklığı yaşıyor. Gittikçe katlanılamaz hale gelen yetersizlik duygusuyla başa çıkmaya çalışırken diğer taraftan karakter olarak zıddı olan ikiziyle mücadele ediyor. Filmde hikaye/senaryo yazma konusunda araştırma yapanların en az bir kere denk geldiği Robert McKee’yi Brian Cox canlandırıyor. Edebiyat ve sinema arasında uyarlama ilişkisi üzerinden kalkış yapan film Hollywood sinema endüstrisi üzerine hicvi ve ironiyi, mizah unsurlarıyla birleştiriyor.

BEŞ ENGEL – (Lars Von Trier-2003)

Film yapım mantığına dair yapılabilecek en kışkırtıcı belgeseli Lars Von Trier kendisi gibi yönetmen olan arkadaşı Jorgen Leth ile yapıyor. İki yönetmenin yaratıcı zekalarını içeren, sinemanın anlatım imkanlarına dair keyif verici bir mücadeleyi izliyoruz. Yönetmenlik açısından handikapların nasıl aşılması gerektiğini, imkansızlıkların öne sürülecek bir bahane olmaktansa kıvrak bir zekayla onları fırsata çevirmenin yollarını gösteren ‘Beş Engel’ sinemaya gönül vermiş herkesin ders çıkarması gereken incelikler içeriyor.

NEFRET (Jean-Luc Godard-1963)

Nefret filmi bir senarist ve eşi arasındaki çalkantılı ilişkiyi irdelerken film yapım sürecinin belirsiz doğasına, karmaşık ilişkilerine değinen Godard’ın sinemaya yazdığı aşk mektubu. Homeros’un Odisseia’nı uyarlamaya çalışan senaristin yapımcısıyla ve sektörün tamamıyla karşı karşıya kaldığı zorluklar, aşkın nefretle iç içe girmesini sağlıyor. İtalya’nın meşhur stüdyosu Cinecittà’da çekilmesinin yanı sıra Alman Dışavurumculuğunun önemli yönetmeni Fritz Lang’ın filmde kendisini canlandırmasıyla film yapmanın tarihine müthiş bir saygıyı da barındırıyor.

(Federico Fellini-1963)

İzleyici için ortalama 2 saatte izlenecek filmler hazırlık süreci, finansman ve ekip belirlenmesi, dağıtım gibi çetrefilli süreçlerden geçerek belki de yıllara yayılan bir maceraya dönüşüyor. Akıntıya karşı yüzen yönetmenler tekrar tekrar bu maceraları neden yaşaması gerektiğini kendilerine sorduklarında bazen anlamsızlıkla karşılaşıyorlar. 8½ filminin başkarakteri 9. filmini çekmek için böyle bir anlamsızlığın ortasında yolunu ve ilhamını kaybetmiş bir yönetmen. Anıları, rüyaları arasında kaybolup oradan tam anlamıyla bir film çıkartmakta zorlandığı için bize yarım bırakılmış filmini bırakıyor. Filmin ismi o yüzden 8½ bu film ancak izleyicinin de katılımıyla yönetmenin yaptığı 9. filme dönüşebiliyor.

ZEYTİN AĞAÇLARININ ALTINDA – (Abbas Kiarostami-1994)

‘Zeytin Ağaçlarının Altında’ iç içe geçmiş filmlerden oluşan Koker üçlemesinin son halkasıdır. Serinin ilk filmi olan ‘Arkadaşımın Evi Nerede? ‘ filminden sonra filmin çekildiği bölgede deprem olur. Serinin ikinci filmi ‘Hayat Devam Ediyor’ ise ilk filmde oynayan çocuk oyuncularının depremde başına ne geldiğini aradıkları bir yolculuğu içerir. Son film ‘Zeytin Ağaçlarının Altında’ filminde ‘Hayat Devam Ediyor’ filminin oyuncusu eşini canlandıran oyuncuya sevdalanır. Fakat kadın ona karşı ilgisizdir, yönetmen Kiyarüstemi oyuncuları arasında ikilem yaşar. Kamera arkasının ve önünün, kurmacanın ve gerçeğin birbirine karıştığı film yapım süreciyle ilgili yapı söküme girişen Abbas Kiarostami sade ve şairane meziyetlerle unutulmayacak bir filme imza atıyor.

MANK- (David Fincher-2020)

Mank filmi sinema tarihiyle ilgilenen kimsenin kayıtsız kalamayacağı 1941 yapımlı ‘Yurttaş Kane’ filminin yapım aşamasından, filmin vizyona girmesine kadar olan süreci anlatır. Senar yosunu David Fincher’ın babasının yazdığı filmde, Yurttaş Kane’in senaristi Herman J. Mankiewicz’in peşinden kült bir filmin üretiminin ardında yatan meşakkatli sürecin izini sürüp sadece sinema üzerine değil, bürokrasi ve politika üzerine de eğilir. Aynı zamanda film senaristlerin gerçek hayattaki karakterleri sinemanın unutulmaz karakterlerine nasıl dönüştürdükleri hakkında detaylar içeriyor.

BİR ZAMANLAR HOLLYWOOD’DA – (Quentin Tarantino-2019)

İzleyiciyi 60’ların sonundaki Hollywood’a götüren Tarantino kurgusal karakterlerinin yanı sıra gerçek hayatta yaşamış karakterleri de hikayenin içine katarak revizyonist tarih anlatımcılığına girişiyor. Ünlü yönetmen Roman Polanski’nin eşi Sharon Tate 1969 yazında Charles Manson’un tarikatının üyeleri tarafından öldürülür. Tarantino yaşanmış bu tarihsel gerçekliğe kurmaca olan alternatif sonunu ekler. Diğer taraftan televizyondan uzaklaşıp sinema sektörüne girmek isteyen oyuncu ve dublörü üzerinden bir zamanların Hollywood’una özlem içeren bir mektup yazar.

GECENİN ÖTESİ (François Truffaut-1973)

‘Pamela’yı Takdim Edebilir miyim?’ filminin çekimleri esnasında kamera arkasında yaşanan süreçleri ve set ilişkilerini doğrudan anlatan film Fransız Yeni Dalga akımının ünlü yönetmeni François Truffaut’un kendini canlandırdığı performansıyla sinema tutkunlarının kaçırmaması gerekenler arasında. Fellini’nin 8½ filminin ilham ararken kaybolan yönetmeni ” Gecenin Ötesi” filminde setin ve çekimlerin arasında kayboluyor.

PAYLAŞ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir