Eyüpsultan Belediyesi’nin düzenlediği “Bir Filmin Hikâyesi” isimli programa konuk olan usta yönetmen Derviş Zaim, hemen her filminde farklı bir yenilik çabası güttüğünü söyledi. Filmlerindeki geleneksel Türk sanatlarına dair vurguların önemine değinen usta yönetmen, “Rüya” filminde Ashab-ı Kehf kıssası ve İslam mimarisiyle ilgili yoğunlaşmanın da bu çabanın sonucu olduğunu ifade etti.
Tabutta Rövaşata, Cenneti Beklerken, Nokta ve Çamur gibi çok sayıda önemli filme imza atan Türk sinemanın usta yönetmenlerinden Derviş Zaim, Eyüpsultan Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nün düzenlediği “Bir Filmin Hikâyesi” isimli programın konuğu oldu. Geçtiğimiz hafta Kültür-Sanat sezonunu Yücel Arzen konseriyle açan Eyüpsultan Belediyesi, Sinema&Söyleşi programına da ev sahipliği yaptı. Eyüp Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen ve yönetmenin imzasını taşıyan 2016 yapımı “Rüya” filminin gösteriminin ardından sinema eleştirmeni Suat Köçer’in moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide konuşan yönetmen Derviş Zaim, filmin yapım sürecine dair ayrıntıları paylaştı.
Her Bakımdan Zengin Bir Kültürümüz Var
Köçer’in sorularını yanıtlayan usta yönetmen, Rüya filminin Sancaktar Camisi’nin inşa süreciyle başladığını söyledi. Caminin yapım süreci ve bu süreçte yaptığı gözlem ve araştırmalarla filmin senaryosunun şekillendiğine dikkat çeken Derviş Zaim, diğer taraftan ilgisini çeken bazı menkıbe ve sembollerle de hikâyenin zenginleştiğini belirtti. Anadolu’nun hemen her bakımdan sanatı besleyen güçlü kültürel zenginliğe sahip olduğunu ifade eden usta yönetmen, filmlerinde bu zenginlikten yararlanmaya ayrıca önem verdiğini söyledi. Geleneksel Türk Sanatlarının önemine vurgu yapan Zaim, hemen her filminde bu sanatlardan yararlandığının altını çizdi.
Menkıbe Ve Semboller İlham Veriyor
Sinema eleştirmeni Suat Köçer’in Rüya filmindeki sembollerle ilgili sorusunu yanıtlayan Derviş Zaim, filmin temel konularından olan Ashab-ı Kehf kıssası ve İslam mimarisi üzerine ayrıntılı değerlendirmeler yaptı. Sinemasının menkıbe, mit ve sembollerden önemli ölçüde beslendiğini ifade eden usta yönetmen, Rüya filminin de bu yöndeki çabasını yansıttığını söyledi. Derviş Zaim, kent mimarisinin tabiatla ilişkisine de değinerek modern çağın şehir inşası ve mimaride tabiat-insan ilişkisini öncelikli tutması gerektiğini söyledi.
Canlı Cansız Her Varlık Zenginliğin Bir Parçası
Filmdeki aşure vurgusunu da yanıtlayan Zaim, yapımda kullanılan her bir besinin tek başına farklı bir değer taşırken, aşurenin bu değerleri bir araya getirerek büyük bir zenginliğe dönüştüğü ifade etti ve bu yönüyle bireysel ve toplumsal zenginliği filmde aşure metaforuyla yansıtmaya çalıştığını hatırlattı. Derviş Zaim sözlerini, tabiatı oluşturan canlı cansız tüm varlıkların bu büyük zenginliğin parçaları olduğunu ve insanoğlunun her aşamada bu zenginliği koruması gerektiğine dair önemli bir hatırlatmayla tamamladı.
Program, salondaki Eyüp’lü sinemaseverlerin yönelttiği soruların ardından, Eyüpsultan Belediyesi Kültür Müdürü İrfan Çalışan’ın konuklara hediye takdimiyle sona erdi.