Şahan Gökbakar, Recep İvedik serisiyle herkes tarafından tanınsa da hayatımıza girişi epey eskiye dayanıyor. Zoka programındaki başarılı skeçleriyle epey keyifli işlere imzalara atmıştı. Sonrasında Dikkat Şahan Çıkabilir ile geniş kitlelere yayıldı. Bu programdaki tiplemelerinden olan Recep İvedik bir film serisine dönüştü ve ülkemizin gişe rekorlarını alt üst etti. Şahan’ın bu karaktere yoğunlaşmasının nedeni programdaki en sevilen tiplemenin Recep İvedik olması. Bir nevi talebi karşıladı diyebiliriz.
Yedinci filmi 9 Aralık’ta Disney Plus kataloğuna eklenen yapım, iki saati aşkın süresiyle bir komedi için hayli uzun olarak değerlendirilebilir. Süresi dışında asıl dikkat çekici nokta karakterin dönüşümü. Recep’in karakter yolculuğuna biraz eğilelim.
Recep’in ilk filmden beri belirgin bazı özellikleri var. Kaba, bulunduğu ortamda dominant yapısını ortaya koyan, mahalle kültürüyle yetişmiş ve bu jargona hakim, kadınlara karşı nazik olmayan, kültürel olarak düşük seviyede, basit bir yaşam süren biri. Bu filmde hayat pahalılığının katalizör görevi görmesi sonucu düzene başkaldıran, bozguncu düzene direnen bir aktiviste dönüşüyor. Bunu yaparken ilk başta takıştığı Avukat Büşra ile iş birliği yapmayı da ihmal etmiyor. Köyün kadınlarını da arkasına alarak bir direniş liderine dönüşüyor. Bu açıdan Şahan’ın her daim söylediği “Recep bir halk kahramanıdır” sözünün ilk kez altı tam olarak dolduruluyor diyebiliriz. Kadın dayanışması vurgusu bana Yeşilçam’ın başarılı filmlerinden Şalvar Davası’nı anımsattı. Oradaki köy ağasının yerini yağmacı bir şirket almış. Halk emeğine, birikime sahip çıkıyor ve muhtarla ortaklaşa halkı sömüren Çökelek Holding’e karşı koyuyor.
Serinin bazı filmleri 7-8 milyon bandında izlenmişken Şahan’ın bu filmi vizyona sokmaması da hayli ilginç bir karar bence. Gişesinin belli bir düzeyde olması garanti bir filmken bunu tercih etmemiş. Bunun yanında en önemlisi film içinde hayli cesur replikler var. Muhalif kanadı gülümsetecek bazı sekanslara rastlamak gayet mümkün. Ülkemizin bulunduğu politik konjonktür içerisinde ve bu kadar çok izlenecekken Şahan’ın bu tercihine de şaşırdığımı söylemeliyim. Karşımızda konsantre bir muhalif film olan Kurak Günler olmasa da seyreltilmiş versiyonu var diyebiliriz.
Filmi teknik açıdan da değerlendirelim. Yapımcı ve yönetmen de bünyeden çıktığından İvedik serisi Gökbakanlar için altın yumurtlayan tavuk kesinlikle. Bu kadar karlı bir seride her yeni filme aktarılan bütçenin de buna paralel olarak artmasını bekliyoruz ancak bunu göremiyoruz. Serinin nerdeyse her filmine senaryo yerine bir fikir üzerinden kalkışıldığı çok aşikar. Repliklerin özensizliği, mantık hataları, bozuk kadrajlar bu filmde de göz kanatıyor. Aksiyon filmi kadrajlarının kullanıldığı basit planlar ve haddinden fazla kamera hareketleri beni çok rahatsız etti. Bunun dışında ABD’de iki üniversite bitiren şirket varisinin gelen ABDli iş adamlarıyla tercüman aracılığıyla konuşması nasıl bir mantığa dayandırılabilir? Bunun gibi farklı mantık hataları da sıralanabilir. Bu yapılan işin biraz aceleye geldiğini, senaryoda gerekli revizyonların yapılmadığını gösteriyor. Kervan yolda düzülür mantığıyla çekilen özensiz filmlerden hayli rahatsız olan biriyim. Seyirci olarak önemsenmediğim izlenimine kapılıyorum. Yine de farklı bir Recep izletmesiyle ve karakterin dönüşümüyle önceki 6 filme benzemeyen bir yapımla karşı karşıyayız. Doğa için mücadele temasıyla Entel Köy Efe Köy’e Karşı filmine de selam çakıyor. Yer yer uzunluğu hissediliyor ama teknik sorunları gözünüze batmazsa keyif alınarak izlenebilir. Ülkemizin kötü komedi filmi cenneti olduğunu aklımıza getirdiğimizde çok da yerden yere vurulacak bir yapım olmadığını düşünüyorum.