Top Gun Maverick filminin yapılmasına nasıl karar verildi?
“Paris’te oldu. İkonik güneş gözlükleri, deri ceketi, o kaskı ve uçuş kıyafetini giymesinden 40 yıl sonra Tom Cruise bir kez daha evet dedi.”
Mission Impossible Yansımalar’ın kurguları arasında 15 dakikalık toplantıdan sonra kabul etmiş rolü. Yönetmen Joseph Kosinski ve yapımcı Jerry Bruckheimer, Kosinski’nin Cruise’a, Cruise’un dünyanın en büyük oyuncusu statüsünün temelini atan gişe rekortmeninin devam filminin fikrini sunması için Cruise’un yanına gitmişler. Kosinski şöyle hatırlıyor; “Toplantının sonunda Tom, “Filmi yapıyoruz. Bu kadar.” dedi. Gerçek üstü bir andı.”
Cruise ve Bruckheimer, devam filmi için sevilen ilk filmin yönetmeni, merhum Tony Scott’la 2012’deki ölümünden kısa süre önce çalışıyorlarmış. O zamandan beri proje anlaşılır bir şekilde askıya alınmış ama o anda nihayet tekrar devreye girmiş. Kosinski şunları söylüyor; “Tom, ancak yapılması için bir sebep olduğuna gerçekten inandığı filmler yapar. Paris’e bu filmin neden yapılması gerektiğini düşündüğümü aktarmak için gittim.” Sıra sebeplere geldiğinde Kosinski’nin elinde iki kozu varmış.
İlk koz, uygulanabilirmiş. Ya da daha hiç uygulanamaz ama yine de bir şekilde başarılabilirmiş. Kosinski, tüm filmi gerçekten çekmenin bir yolu olduğunu düşünmüş. Bugüne kadar tehlike sahnelerinde dublör kullanmamasıyla ünlü olan Tom Cruise en ünlü uçuş filminin devam filmini çekmenin tek yolunun ilk filmin yapamadığı bir şeyi yaparak, oyuncuları gerçekten kokpitte çekerek mümkün olabileceğini düşünüyormuş. Donanımlar, CGI, kısa yollar olmadan. Comic-Con’da 2019’yazında Top Gun Maverick’in ilk fragmanın lansmanında hayranlarına bugüne kadar hissettiği baskının bu olduğunu söylemiş. “Size sonunda ulaştırmanın benim sorumluluğum olduğunu düşündüm. Bu filmde gördüğünüz her şey gerçek. Size o uçakta olmanın nasıl bir deneyim olduğunu gerçekten vermek istedim.”
Kosinski’nin ikinci kozu, çok daha az tehlikeli ama aynı oranda etkili olmuş. Hikayeye, Maverick’in merhum, radar kesme subayı ve uçuş ortağı Goose’un oğlu olan Bradley Rooster Bradshaw (Miles Teller) karakterini getirme fikri. Scott’ın orijinal filminde Anthony Edwards’ın canlandırdığı Goose, hatırlayabileceğiniz gibi Bradley daha bebekken bir eğitim sırasında trajik biçimde ölmüştü. Maverick’in cüretli, agresif hareketleri onları Iceman’in (Val Kilmer) motorundaki jet yıkamaya girmelerine neden olarak F-14’lerinin düz dönüş yapmasına yol açmıştı. Maverick uçaktan başarıyla dışarı fırlarken, Goose gölgeliğe çarpmıştı. Maverick, donanma tarafından suçsuz bulunsa da kendisi öyle düşünmemiş. Şimdi onca yıldan sonra kazadan dolayı hissettiği suçlulukla yeniden yüzleşiyor. Teller’ın Rooster karakteri ona senaryoda önemli bir şey söylüyor “Babam sana inanmıştı. Ben aynı hatayı yapmayacağım.”
Teller için, sevilen bir karakterin oğlunu canlandırmak başta biraz kaygı yaratmış. Senaryo ona evet demekten başka bir seçenek bırakmamış. “Rooster ile Maverick arasındaki hikaye ve çözülmesi muhteşem. İlk filme bakıyor ve Maverick’in Goose’un çocuğuyla ilişkisinin nasıl olacağını sorguluyor. Şimdi Maverick onu da diğer pilotlarla birlikte eğitecek. Bu filmin başlangıcından önce çok şey olmuş. Ama aynı zamanda harika olan insanlar ilk filmi o kadar iyi biliyor ki onlara çok fazla hatırlatmanıza gerek yok. Goose, hala yaşıyor, biliyor musunuz?
Geçmişe bakınca, bu film yetişkin Bradley Bradshaw’ı bize göstermenin yanı sıra bizi Penny Benjamin’le de tanıştırıyor. İlk filmde “amiralin kızı” ve Maverick’in eski aşkı olarak bahsedilen bir karakteri şimdi Akademi ödüllü Jennifer Connelly canlandırıyor. Sonra tabii ki bir de en son 1986’da “Her zaman benim uçuş ortağım olabilirsin” derken gördüğümüz Maverick’in eski düşmanı Iceman’in (Val Kilmer) geri dönüşü var.
Kosinski şunları söylüyor; “Val’i hikâyeye yeniden getirmek hepimizin hayaliydi. Val’e gittiğimizde Iceman’İ filme yeniden getirmek için bir fikir sundu. Doğru yolu bulmamıza yardım eden o oldu. Tom ve Val’in ilk Top Gun’ı yaptıklarından bu yana ilk kez ekranda bir arada olması çok duygu doluydu. İkisi için de. Bazı yönlerden aradan hiç zaman geçmemiş gibiydi. Bu efsanenin ekranda yeniden bir araya geldiğini görmek inanılmazdı.”
Ama Top Gun Maverick, hayranlarına baş rol oyuncusu gibi orijinal nostaljik filmden ne kadar çok şey verse bu film her zaman ileri bakıyor. O yüzden Teller’ın Rooster’ına yeni katılanlar Glen Powell (‘Hangman’), Monica Barbaro (‘Phoenix’), Lewis Pullman (‘Bob’), Jay Ellis (‘Payback’), Danny Ramirez (‘Fanboy’) ve Greg Tarzan Davis (‘Coyote’), artık Maverick’in himayesindeki yeni stajyer pilotlar olarak eşlik ediyor. Kendilerini sınırlarına ve ötesine zorlayacak olan bir görevde kaçınılmaz olduğu kanıtlanacak bir eğitim.
Bu yeni oyuncular sette yakın arkadaş olmuş, özellikle filmlerinin orijinal filmdeki üstsüz plaj voleybolu sahnesine göndermeleriyle bağ kurmuşlar. Pullman şöyle söylüyor; “Top Gun’ın voleybol sahnesi son derece ikonik. Parlak kaslı zafer alanı. Onu zirvede bırakıp kendimizinkini yapmalıydık. İlkemiz şuydu; “Montaj Sonsuza Dek Kalır.” Glen, ‘Bu sahne meme olacak. Gif olacak. Her yerde olacak. Unutmayın.” Dedi. Ben de “Yok artık. Bu sefer baskı çok fazla” dedim. Tabii ki bu oyuncular plaj sporlarındaki yeteneklerine göre seçilmemişti.
Top Gun Maverick’İn Hava Koordinatörü ve Baş Kamera Pilotu Kevin LaRosa Jr, oyuncu grubunun rollerinde gerçekten uçuşa hazırlama sürecinden bahsediyor: “Onları sadece pilot olmaya değil G toleransına da hazırlamalıydık.”
Bunun için de bu genç oyuncular, kendisi de iyi bir havacı olan, kamera önünde ve arkasında kıl hocaları olarak görev yapan Cruise tarafından özel olarak geliştirilmiş bir program için uçuş okuluna gönderilmiş. Hre oyuncu kendi kayıt defterini tuttu. Önce Cessna 172’lerde hızlarını gördüler. Sonra Extra 300’e geçtiler. La Rosa “Vücutlarının hazır olması için her gün sekiz G’ye çıktılar. (Cruise anlaşılır olması için sekiz G’nin 725 kilogram güç demek olduğunu belirtiyor. Dokuz G’nin üstündeki her şey G nedenli bilinç kaybı anlamına geliyormuş.)
10 aylık eğitim programının bitimindeki son adımları L-39 Albatros olmuş. Baş kamera uçağı Cinejet’in yapıldığı ve ekibi sonunda filmde rol yapacakları alete hazırlayan jetin ta kendisi. F-1”8 o kadar ürkütücüymüş ki adı “Beast” imiş. LaRosa şunları söylüyor; “Brifing odasında ilk F-18 uçuşlarına hazırlanırken hiçbir şeyden korkmuyormuş gibi görünen deneyimli pilotlar yaratmıştık.”
Kokpitteki performansları, bu film için özel olarak öncülük eden IMAX kalite kameraların 6 kamera donanımı tarafından yakalanan oyuncuların bazıları için hayatlarında bir kez yaşayacakları bir deneyim olmuş ve o kadar heyecan vericiymiş ki daha sonra kendi özel pilot ehliyetlerini almak için çalışmaya başlamışlar. Oyuncuların sahnelerinde canlandırdıkları ve bu uçakları kullanan donanma pilotları için de oyuncularla ve editörlerle doğru pozisyonları ve gökyüzündeki eşit ışığı bulmak için birlikte çalışmak bir ders niteliğinde olmuş. İki gruba da eğitmenlik yapan Cruise için şaşırtıcı sonuçlar, bu devam filmini gerçek çekimlerle yapmak konusundaki ısrarını kesinlikle kanıtlamış.
Cruise şunları söylüyor; “Bunu daha önce kimse yapmadı. Böyle bir havacılık sahnesi daha önce bu şekilde hiç çekilmedi. Böyle bir deneyimi gerçek çekim olmadan yaratamazsınız. Çok agresif (F-18’leri uçurmak) Yüzdeki o çarpılmayı rolle yapamazsınız. Onlarla ve yaptıklarıyla gurur duyuyorum. Zor bir görev.” Ya da Bruckheimer’ın filmi özetlediği gibi; “Böyle bir havacılık filmi daha önce yapılmadı ve bir daha yapılma ihtimali de yok. Havacılığa bir aşk mektubu. Top Gun pilotunun gerçekte nasıl olduğunu size göstereceğiz.”
Orijinal filmi 12 yaşında izleyen ve uçan model uçak yapımına yönelecek, daha sonra da Stanford’da uzay mühendisliği okuyan kadar seven Kosinski için tüm deneyimin hala bir rüya gibi gelen bazı yönleri varmış.
“Tom ve ben, Top Gun’ın cover grubu olmak istemediğimize karar vermiştik. Top Gun evreninde olduğu duygusunu vermeli ama aynı zamanda kendi estetiğimizi yapmalıydık. Ama günbatımını hissediyorsunuz.”
“Çok sayıda gerçek üstü an vardı. Biri, römorkta Maverick’in motosikletiyle pistte F-18’le yarıştığı anı çekmekti. Çok ikonik bir Top Gun anıdır. Motosikletin yanında yüksek hız kamerasındaydım. Görüntü yönetmenim Claudio Miranda’nın yanında oturuyordum. Elimde F-18 pilotuyla doğrudan bağlantılı olan Donanma havacılık telsizi vardı. Tom’la pilotun aynı karede olduğunu gördüğümde telsizle, art yakıcıyı ateşlemesini söylüyordum. O da yapıyor ve gidiyordu. Kendime “Vay canına, bu hayatımın en güzel anlarından biri.” Dedim. Başka bir deyişle kemerlerinizi takın. Sıkı tutunun. Ve ihtiyacı hissedin. Daha çok hız ihtiyacını.